Vergi Dava Daireleri Kurulu

Vergi D.Gen.Kur. 1986/16 E., 1986/18 K.

Vergi D.Gen.Kur. 1986/16 E., 1986/18 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz isteminde Bulunan : ............ Vergi Dairesi Müdürlüğü 

Karşı Taraf : .......... 

Vekili : Av. ........... 

İstemin özeti : 1978 yılında veraset yolu ile intikal eden taşınmazın beyan olunan değerinin rayiç değere nazaran düşük gösterildiğinin saptanması üzerine takdir komisyonunca takdir olunan rayiç değer üzerinden yükümlü adına salman veraset ve intikal vergisini; takdir komisyonu kararının tarhiyata dayanak olacak nitelikte bulunmadığı, 2577 sayılı Kanun'da idari mahkemelerin, idari eylem ve işlem niteliğinde karar veremeyecekleri hükme bağlandığından mahkemelerince emsal araştırması yapılması ve matrah tayin edilmesinin yasaya uygun düşmeyeceği gerekçesi ile terkin eden .......... ikinci Vergi Mahkemesinin 14.2.1984 günlü, E. 1982/37, K. 1984/70 sayılı Kararım; mahkemelerin önlerine getirilen anlaşmazlıkları çözümlemekle görevli bulundukları, idari yargıda res'en araştırma ilkesi esas olduğundan mahkemelerin, davalara ait dosyadaki belgelerin gerçeğe ulaşılmasına yeterli bulunmaması halinde her türlü incelemeleri kendilerinden yapmalarının 2577 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi gereği olduğu, mahkemelerde açılan vergiye ilişkin davaların idari yargıdaki iptal ve tam yargı davalarına benzer yönleri bulunmakla beraber kendine özgü ilkelerinin ve bu dava türlerine benzemeyen taraflarının da bulunduğu, nitekim 2577 sayılı Kanun'un 31 inci maddesindeki, bu Kanun ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere vergi uyuşmazlıklarının çözümünde Vergi Usul Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanacağına dair hükümde vergi uyuşmazlıklarının diğer idari dava türlerinden farklı ilkelerinin bulunduğunu gösterdiği, bu davaların niteliği gözönüne alındığında mahkemelerin yasaya aykırı gördükleri takdir komisyonu kararının iptali ile yetinmeyip anlaşmazlığı çözüme ulaştırmaları gerektiği, mahkemelerin uyuşmazlığı çözmek için vermiş oldukları kararın idarenin yerine geçerek karar verme anlamına gelmeyeceği gerekçesi ile veraset ve intikal vergisine matrah teşkil edecek gerçek rayiç değerin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmek üzere bozan Danıştay Yedinci Dairesinin 5.4.1985 günlü ve E. 1984/3586, K. 1985/996 sayılı Kararı üzerine bozmaya uymayarak eski kararında ısrar eden ............ İkinci Vergi Mahkemesinin 10.12.1985 günlü, E. 1985/500, K. 1985/477 sayılı Kararının takdir komisyonunu oluşturan yeminli beş üyenin taşınmazı incelemek ve emsalleri ile mukayese etmek suretiyle karar verdikleri, takdir komisyonunca takdir olunan değerin gerçek rayiç değeri yansıttığı, Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinden emsal gösterilmesinin zorunlu olduğuna dair bir hüküm yer almadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. 

Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir. 

Tetkik Hakimi : Işın Esen 

Danıştay Savcısı Gülşen Mutlu'nun Düşüncesi : Davacıya murisinden kalan taşınmaz mal için re'sen takdir yoluyla salınan Veraset ve intikal Vergisini, takdir komisyonunca rayiç bedel tespit olunurken yapılması gereken emsal kıyaslaması yapılmadığından bu karara dayalı olarak salının vergide isabet bulunmadığı ayrıca mahkemenin emsal mal araştırması yapması ve matrah tayin etmesinin 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının fa) bendi ve 2. fıkra hükümlerine uygun düşmeyeceği gerekçesiyle takdir komisyonu kararını iptal ile bu karara dayalı tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararının, idari yargılamada re'sen araştırma ilkesinin esas olduğu, takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi daireleri tarafından mahkemelere açılan davaların; idari yargıdaki iptal ve tam yargı davalarına benzerlik arzetmekle beraber kendilerine özgü ilkeleri bulunduğu ve bu dava türlerine benzemeyen tarafları olduğu, nitekim 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin 2. fıkrasında vergi uyuşmazlıklarının çözümüne Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağının belirtilmiş olması vergi ihtilaflarının diğer idari dava türlerinden farklı olduğunu açıkça gösterdiği, bu davaların niteliği, maddi değerlerin saptanması gözönüne alındığında vergi mahkemelerinin yapacakları araştırma soruşturma ve bilirkişi incelemesi sonucu edindikleri kanıya daha ileri giderek anlaşmazlığı çözüme ulaştırmaları gerekeceği, bu durumun idarenin yerine geçerek karar verme anlamına gelmediği, bu nedenle takdir komisyonunca saptanan bedelin gerçek rayiç değere uygun olup olmadığının tespiti için vergi mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucu göre karar verilmesi gerekirken tarhiyatın tamamen terkin edilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle Danıştay 7. Dairesince bozulması üzerine Vergi Mahkemesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1 ve 2. bentlerinin birlikte incelenmesinden idari yargının özel görevli ihtisas mahkemeleri olan vergi mahkemesinin de, vergi idaresinin idari işlemleri yetki, şekil, sebep ve maksat yönlerinden hukuka uygunluğu bakımından incelemek ve karar vermek durumunda oldukları, ancak kararın gereklerine göre işlem yada eylem tesis etmek görevinin idareye ait bulunduğu, 7338 sayılı Veraset ve intikal Vergisi Kanununun 10. maddesinde atıf yapılan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 297. maddesinde vergilendirilmeye esas kabul edilen rayiç değerin normal alım satım değeri olduğu kabul edildiğine göre bu değerin takdiri sırasında emsal gayrimenkullerin satış değerleri ve bu satış değerine etkili mevki, imar ve inşa durumu, ulaşım ve sosyal hizmetlere yakınlık gibi faktörlerin yerinde tespit ve mukayesesesi gibi ayrıntılı bir araştırma yapılması ve bu araştırma sonucunun da Vergi Usul Kanununun 31. maddesine göre takdir komisyonu kararında yer alması ve takdirin dayanağı bölümünde takdir matrahının tesbitinde hangi faktörlerden ve karinelerden yararlanıldığının açıklanması gerekirken olayda takdirin dayanağının bulunmadığı, ihtilaflı taşınmaz mala emsal gösterilmediği ve bu haliyle takdir komisyonu kararının tarhiyata dayanak olma niteliğini yitirdiği, usulüne uygun düzenlenmeyen ve emsal kıyaslaması da yapılmadığı için şekil bakımından hukuka aykırı bulunan takdir komisyonu kararına dayalı tarhiyatın terkinine karar verilmek suretiyle ilk kararda ısrar edilmiş bulunmaktadır. 

Takdir komisyonunca bir matrah takdir edildiğine ve uyuşmazlığın konusu da takdir edilen matrahın yerinde olup olmadığına ilişkin bulunduğuna göre kendine özgü bir dava türü olan vergi davalarında vergi mahkemesince uyuşmazlığın esasına girilerek gerçek rayiç bedelin saptanması gerekirken yazılı gerekçeyle tarhiyatın terkin edilmesinde isabet görülmediğinden temyiz isteminin kabulüyle mahkemece verilen ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulunca Savcının ve Tetkik Hakimi Işın Esen'in yazılı ve sözlü görüşü ve düşünceleri alındıktan sonra gereği görüşüldü : 

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 10 uncu maddesinde, verginin matrahının, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'na göre bulunan değeri olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun olay tarihinde yürürlükte bulunan 297 nci maddesinde gayrimenkulların rayiç bedelle değerleneceği, rayiç bedelin, intikal eden gayrimenkulun değerleme günündeki alım satım değeri olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 31 nci maddesinde de takdir kararlarında «

«Takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahat»

» bulunacağı hükme bağlanmıştır. 

Dosyanın incelenmesinden vergisi uyuşmazlık konusu taşınmaza rayiç değer tespitine ilişkin takdir komisyonu kararının, rayiç değerin ortaya çıkarılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı, eksik incelemeye dayalı bulunduğu anlaşılmaktadır. 

Veraset ve intikal Vergisi uygulamasında amaç gerçek rayiç değerin ortaya çıkarılmasını sağlamak olduğuna ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20 nci maddesinde de mahkemelerin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları hükme bağlandığına göre vergi mahkemelerinin yapacakları araştırma, soruşturma ve bilirkişi incelemesi sonucu edindikleri kanıya varırken yasaya aykırı gördükleri takdir komisyonu kararının iptali ile yetinmeyip daha ileri giderek anlaşmazlığı çözüme ulaştırmaları gerekir. 

İdari yargı yerinde görülmekte olan vergi uyuşmazlıklarının, iptal ve tam yargı davalarına benzer yönleri bulunmakla beraber kendine özgü ilkeleri ve bu dava türlerine benzemeyen tarafları da vardır. Nitekim 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31 inci maddesi 2 nci fıkrasındaki, bu Kanun ve yukarıdaki fıkra uyarınca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağına ilişkin hüküm de vergi uyuşmazlıklarının diğer idari dava türlerinden farklı yönlerinin bulunduğunu göstermektedir. 

Vergi uyuşmazlıklarının bu niteliği, maddi değerlerin saptanması gözönüne alındığında, vergi mahkemesinin yapacağı araştırma, soruşturma ve bilirkişi incelemesi sonucu edindiği kanıya göre anlaşmazlığı çözmek için verdiği kararın idarenin yerine geçerek karar verme anlamına gelmeyeceğini kabul etmek gerekir. 

Açıklanan nedenlerle Danıştay Yedinci Dairesinin 5.4.1985 gün E. 1984/3586, K. 1985/996 sayılı Kararının, rayiç değer tespiti için bilirkişi incelenmesi yaptırılarak yeniden bir karar verilmek üzere ........ ikinci Vergi Mahkemesi kararını bozan hüküm fıkrası yasaya uygun görüldüğünden ........ ikinci Vergi Mahkemesinin 10.12.1985 günlü, E. 1985/500, K. 1905/477 sayılı Israr Kararının bozulmasına, 14.11.1986 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 

AYRIŞIK OY 

X- İkinci Vergi Mahkemesinin 10.12.1985 günlü ve E. 1985/500, K. 1985/477 sayılı ısrar Kararının dayandığı gerekçelerle onanması gerekirken bozulması yolunda verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz. 

XX- Uyuşmazlık, veraseten intikal eden ve verilen beyannamede vergi değeri 500.000. lira olarak gösterilen gayrimenkule takdir komisyonunca mukadder 1.200.000. lira rayiç bedele göre salınan tarhiyata ilişkin bulunmaktadır. 

Gerek mevzuat gerekse Maliye Bakanlığı tebliğlerine göre gayrimenkulle edilen bir emsal bulunması, emsal ile ihtilaflı taşınmazın muhtelif faktörler yönünden kıyaslamaya tabi tutulması şarttır. Emsal bulunmadan ve kıyaslama yapılmadan bir gayrimenkule rayiç bedel takdirine imkan yoktur. Diğer bir ifade ile emsal kıyaslamasına dayanmaksızın tayin edilen bedelin rayiç bedel olduğu kabul edilemez. 

Dosyada mevcut rayiç bedel takdirine ilişkin takdir kararının; herhangi bir emsal kıyaslanmasına değil, metni içinde kaç lira kıymet tayin edildiği dahi açıklanmayan 2.4.1982 günlü idari tahkikat tutanağına dayandığı anlaşılmaktadır. 

Takdir kararına dayanan tarhiyatlar da; takdire giderken emsal göstermek zorunda olan vergi dairesince, tarhiyata dayanak aldığı takdir kararının usulen mevzuata ve genelgelere uygun olup olmadığının incelenmesi, uygun olmayan takdir kararlarına dayanarak almak suretiyle tarhiyat yapılması icabeder. 

Tarhiyata karşı açılan davalarda, takdir kararının incelenmesi gerekir. Ancak, bu inceleme; usule, mevzuata ve genelgelere uygun olduğu saptanan takdir kararında değerleme hatası olup olmadığına yönelik olabilir. Mahkemece takdir kararının usule, mevzuat ve genelgelere aykırı olduğu tesbit edildiği ahvalde sakat takdir kararına dayanan tarhiyatın terkini (iptali) gerekir. Nitekim Mahkeme bu yolda karar vermiştir. Karar doğru ve yerindedir. 

Mahkemelerin re'sen inceleme yetkisinin, hatalı değerlendirilmesi sonucu, incelemenin sakatlığı tesbit edilen takdir kararının düzeltilmesini de kapsayacağına karar verilemez. Böyle bir karar gücün kötüye kullanılması olur ve yargı merciinin idaremin yerine geçerek işlem tesis edememesi kuralına aykırı düşer. 

Mahkemenin iptal ve ısrar kararlan yerindedir. Bozma kararma karşıyım.