Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları

T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/405 KARAR NO : 2021/408 KARAR TR : 05/07/2021

T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       2021/405

KARAR NO  2021/408     

KARAR TR  : 05/07/2021

 

ÖZET: 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun uyarınca işyerinin 10 gün süre ile kapatılmasına ilişkin olarak verilen idari yaptırım kararının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

KARAR

 

Davacı  : Ö.N.Ç.

Vekili    : Av. H.F.A.

Davalı   : Atakum Kaymakamlığı

  1. DAVA KONUSU OLAY

  2. Atakum Kaymakamlığının 20/03/2020 tarihli ve 2020/87 sayılı idari yaptırım kararı ile, denetim ekiplerince 31/01/2020 tarihinde davacıya ait işyerinde yapılan denetimde, tütün ürünlerinin kullanımının yasak olduğu kapalı alanlarda tütün ürünü kullanımına izin verildiği ve bu durumun bir yıl içinde işlenen üçüncü tekerrürdördüncü ihlal olduğunun tespit edildiğinden bahisle, 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’un 2. maddesinin ilgili fıkraları gereği kapalı alanda tütün ürünü tüketilmemesine ilişkin yasakların uygulanması ve tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi fiiline istinaden, 4207 sayılı Kanun’un 5. maddesinin on altıncı fıkrası uyarınca bahsedilen iş yerinin 10 gün süreyle kapatılmasına karar verilmiştir.

  3. Davacı vekili, idari yaptırım kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

  4. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

  5. İdari Yargıda

  6. Samsun 3. İdare Mahkemesi 12/08/2020 tarihli ve E.2020/619, K.2020/578 sayılı kararıile, Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili emsal kararlarını göstererek, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde, “diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için, iş yerinin kapatılması gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır” denilerek, ilgili kanununda, bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı tutulan, başka bir deyişle, belirtilen istisnalar içinde sayılan yaptırımlardan biri olan iş yerinin kapatılmasına ilişkin hükmün, 4207 sayılı Kanun’da ilk kez, 13/02/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun’un 202. maddesiyle, daha sonra 24/05/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle de değiştirilerek yeniden düzenlendiği ve bu karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, bu durumda 5326 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı, bu nedenle görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, iş yerinin 10 gün süre ile kapatılmasına ilişkin karara karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanun'un 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

  7. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

  8. Adli Yargıda

  9. Samsun 1. Sulh Ceza Hâkimliği 19/10/2020 tarihli ve D.İş No.2020/3926 sayılı kararıile, iş yerinin 10 gün süreyle kapatılmasına dair yaptırım kararının, 5326 sayılı Kanun kapsamında diğer kanunlarda yer alan idari tedbirlerden olması, ilgili Kanun'da aksine bir hüküm bulunmadığı sürece, 5326 sayılı Kanun'a göre idari para cezalarına karşı sulh ceza hâkimliklerine başvuruda bulunulabileceği, şayet idari para cezasıyla birlikte, aynı kabahat nedeniyle idari yargıda incelenebilecek idari tedbir mahiyetinde bir yaptırıma da karar verilmişse, bu kez incelemenin idari yargı mercilerinde görüleceğinin düzenlenmiş olması, somut olayda ise, başvuruya konu edilen idari yaptırımın sadece işyerinin 10 gün süreyle kapatılmasına dair bir idari tedbir kararı olması karşısında, görevli yargı mercinin idari yargı olduğu gerekçesiyle başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

  1. 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’un“Ceza hükümleri”başlığı altında düzenlenen 5. maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

“(Değişik: 13/2/2011-6111/202 md.) 2. maddenin (a) bendi hariç birinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen yasakların uygulanması ve tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletme sorumlularına, mahalli mülki amir tarafından bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.”;

  1. On altıncı fıkrası şöyledir:

“(Ek: 13/2/2011-6111/202 md.; Değişik: 24/5/2013-6487/27 md.) Bu maddedeki cezaları gerektiren fiillerin bir yıllık dönemde tekerrürü hâlinde idari para cezası bir kat; ikinci tekerrürü hâlinde iki kat artırılarak verilir. Aynı dönemdeki üçüncü tekerrürde de iş yeri on günden bir aya kadar kapatılır.”

  1. “Tütün ürünlerinin yasaklanması”başlığı altında düzenlenen 2. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tütün ürünleri; a) Kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında,

  1. b) Koridorları dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, üretim, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan ve birden çok kişinin girebileceği (ikamete mahsus konutlar hariç) binaların kapalı alanlarında,

  2. c) (Değişik: 24/5/2013-6487/26 md.) Hususi araçların sürücü koltukları ile taksi hizmeti verenler dâhil olmak üzere karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçlarında,

ç) Okul öncesi eğitim kurumlarının, dershaneler, özel eğitim ve öğretim kurumları dahil olmak üzere ilk ve orta öğrenim kurumlarının, kültür ve sosyal hizmet binalarının kapalı ve açık alanlarında,

  1. d) Özel hukuk kişilerine ait olan lokantalar ile kahvehane, kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmelerde,

tüketilemez….. ”

  1. 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesi şöyledir:

“ (1) Bu Kanunun;

  1. a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

  2. b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır.”;

  1. 16. maddesi şöyledir:

“(1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir.

(2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir”;

  1. 19. maddesi şöyledir:

“(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;

  1. a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,

  2. b) İşyerinin kapatılması,

  3. c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,

  4. d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,

Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır”;

  1. Kanun'un“Başvuru yolu”başlıklı 27. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.”

  1. İNCELEME VE GEREKÇE

  2. İlk İnceleme

  3. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 05/07/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  4. Esasın İncelenmesi

  5. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

  6. Dava, 4207 sayılı Kanun’un 5. maddesinin on altıncı fıkrası uyarınca davacıya ait işyerinin 10 gün süre ile kapatılmasına ilişkin olarak verilen idari yaptırım kararının iptali istemiyle açılmıştır.

  7. Yukarıda izah edilen düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, Kanun’un 19. maddesinde sayılan yaptırımlar saklı tutulmak kaydıyla, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

  8. 5326 sayılı Kanun’un 27. maddesine, 5560 sayılı Kanun ile eklenen sekizinci fıkrasında, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmış, bu maddenin gerekçesinde de bu hükümle, Kabahatler Kanunu'ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir.

  9. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu’nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı ancak; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği anlaşılmaktadır.

  10. Uyuşmazlık Mahkemesince, idari para cezası yönünden oluşan olumsuz görev uyuşmazlıklarının çözümünde, idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması ve dosya içeriğinden bu kararın idari yargı yerinde dava konusu edildiğinin anlaşılması halinde; idari para cezasına ilişkin kararın hukuka aykırılığı iddiasının da, idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılarak, idari yargı yerince verilen görevsizlik kararlarının kaldırılmasına karar verilmiştir.

  11. Olayda, davacıya ait işyerinin 4207 sayılı Kanun’un 5. maddesinin on altıncı fıkrasına dayanılarak ve bu fıkrada öngörülen sürelere uygun olarak süresiz değil, belirli bir süre için10 günkapatılmasına ilişkin idari yaptırım kararının; 5326 sayılı Kanun’un “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde, “diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için, ….. İşyerinin kapatılması …….gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır” denilerek, ilgili kanununda, bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı tutulan,başka bir deyişle, belirtilen istisnalar içinde sayılan yaptırımlardan biri olduğu, 4207 sayılı Kanun’un ilk kez, 13/02/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun’un 202. maddesiyle, daha sonra 24/05/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle değiştirilerek yeniden düzenlendiği ve iş yerinin belirli bir süre için kapatılmasına ilişkin karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmıştır.

  12. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

  13. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni kanuna göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni kanundaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

  14. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

  15. İncelenen uyuşmazlıkta, davacıya ait işyerinin 4207 sayılı Kanun’un 5. maddesinin on altıncı fıkrası uyarınca ve bu fıkrada öngörülen sürelere uygun olarak süresiz değil, belirli bir süre için10 günkapatılmasına ilişkin idari yaptırım kararının, 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, önce 13/02/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun’un 202. maddesiyle, daha sonra 24/05/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle, 4207 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerle Kanun’un yeniden düzenlendiği ve bu haliyle, 4207 sayılı Kanun’da dava konusu idari yaptırıma karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı anlaşılmıştır.

  16. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı belirtildiğinden, iş yerinin 10 gün süre ile kapatılmasına ilişkin karara karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanun'un 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

  17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Samsun 1. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 19/10/2020 tarihli ve D.İş No.2020/3926 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

  18. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

  1. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

  2. Samsun 1. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 19/10/2020 tarihli ve D.İş No. 2020/3926 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

05/07/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.