Hukuki Haber

Hatır taşımacılığı indirimi - Kardeşlik ilişkisi şeklinde yakın akrabalık bağı

17. Hukuk Dairesi         2016/6489 E.  ,  2019/1926 K.

  •  


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ve davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 14.06.2012 tarihinde davalılardan ...'un sevk ve idaresindeki, davalı ...'un maliki olduğu 34 JVR 58 plakalı hususi otomobil ile davalılardan ...'in kullandığı davalı ...'in maliki olduğu ... plakalı traktörün çarpıştığını, bu kazada müvekkili ...'in sol bacağının diz kapağı altından koptuğunu, meydana gelen bu kazada müvekkilinin ... plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, müvekkilinin 1954 doğumlu ziraat işçisi olduğunu, yılın büyük kısmında bağ, bahçe ve tarla işlerine giderek asgari ücret düzeyinde gelir sağladığını, olay gününde tarlaya çalışmaya giderken kazanın vuku bulduğunu, kaza nedeni ile davacının sol bacağının kesildiğini, davacının çalışarak evinin geçimini sağlamasının mümkün olmadığını, yaşamına başkalarının yardımına ve koltuk değneğine muhtaç halde devam etmek zorunda kaldığını, bu engelin iş gücünü büyük ölçüde etkilediğini, hayatının her aşamasında bu olayı hatırlayacağını ve kendisini eksik hissetmesine sebep olacağını beyanla, davalılar...'den 35.000,00 TL, diğer davalılar ... ve ...'den 35.000,00 TL toplamda 70.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; davacının davasının kısmen kabulü ile 17.500,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'dan, 17.500,00 TL manevi tazminattan ise davalılar ... ve ...'den %50 hatır taşımacılığı indirimi sonucunda bulunan 8.750,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ve davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar... ve ... ile davalılar ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK.md.266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Somut olayda, davaya konu kaza nedeniyle sol bacağının kesildiğini ileri süren davacının maluliyet/özürlülük durumu ile ilgili olarak davacı tarafça dosyaya herhangi bir rapor ibraz edilmediği gibi, Mahkemece de bu hususta yetkili makamlardan bu hususta rapor aldırılmamış olduğu görülmüştür. O halde mahkemece, dosyada kazada yaralanan davacının maluliyet durumu hakkında kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne uygun olarak düzenlenen bir rapor dosyada bulunmadığından, davacı tarafa davacının maluliyet/özürlülük durumu ile ilgili rapor varsa sunulması için süre verilmesi, aksi halde davacının maluliyet oranının tespiti için tüm tedavi evrakıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu şubesine sevki sağlanıp belirtilen yönetmelik hükümlerine uygun olarak olaydan dolayı varsa maluliyet durumunu gösterir rapor aldırıldıktan sonra sonucuna göre manevi tazminatın takdir edilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre, hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Bu nedenlerle, Mahkemece davacının kaza sırasında hatır için taşındığı gerekçesiyle davacının kardeşleri olan davalılar ... ve ... yönünden hükmedilen tazminattan %50 hatır taşımacılığı indirimi yapılmıştır. Davacı ile kazaya karışan ve davacının yolcusu olduğu traktörün sürücüsü ve maliki olan bu davalılar arasında kardeşlik ilişkisi şeklinde yakın akrabalık bağı bulunduğu anlaşılmış olup, davaya konu taşımada hatır taşıması bulunmamasına rağmen aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Kabule göre, TBK madde 56 "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." hükmünü içermektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olması ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunması nedeniyle birden fazla bölümler halinde istenemez. Bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, "manevi tazminatın bölünemezliği" kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde davalılar...'den 35.000,00 TL, diğer davalılar ... ve ...'den 35.000,00 TL toplamda 70.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiş, Mahkemece 17.500,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'dan, 8.750,00 TL manevi tazminattan ise davalılar ... ve ...'den tahsiline karar verilmiş ise de; manevi tazminatın tekliği ve bölünemezliği ilkesi uyarınca müşterek ve müteselsil sorumlu davalılar yönünden yazılı şekilde ayrı ayrı hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar... ve ... ile davalılar ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,(2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan ve resen görülen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.559,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar... ve ... ile ... ve ...'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine21/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.