Hukuki Haber

Davacının 796,00 TL maaş ve aylık 1.500,00 TL bahşiş ile çalıştığı belirtilmiş, mahkemece davacının asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.

17. Hukuk Dairesi         2014/13535 E.  ,  2016/11345 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı tarafın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın sebep olduğu kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul olduğunu açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan ödeme nedeni ile davacının karşılanmamış zararı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre 30.049,90 TL maddi tazminatın avans faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler ve mesleği dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda alınan rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan sosyal sigortalar Sağlık işlemeleri tüzüğüne göre davacının düz işçi olduğu belirtilerek düzenlenmiştir. Kaza, 04.04.2011 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir. Davacının trafik kazası nedeniyle işgücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne göre ve davacının yaptığı işi ve mesleği de dikkate alınarak rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır.
3-Davacı vekili müvekkilinin müzikholde yönetici yardımcısı olduğunu açıklayıp buradan aldığı gelir üzerinden aktüer hesabı yapılmasını talep etmiş mahkemece davacının çalıştığı müzikholden davacının aylık kazancının sorulması üzerine davacının iş yeri tarafından verilen yazı cevabında davacının 796,00 TL maaş ve aylık 1.500,00 TL bahşiş ile çalıştığı belirtilmiş, mahkemece davacının asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacı vekili müvekkilinin müzikholde yaptığı iş gereğince aylık maaşının yüksek olduğunu, maaşından da fazla olacak şekilde bahşiş kazancının bulunduğunu beyan etmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacının çalıştığı iş yerinden bildirilen yazı gereğince davacının aldığı belirtilen aylık 1.500,00 TL bahşişin süreklilik arz edip etmediği, kaza tarihinden geriye doğru bir yıllık süre içinde davacının aylık ortalama aldığı bahşiş gelirinin ne kadar olduğunun tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
4-Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, mahkemece avans faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan araç hususi araç olup özel kullanım sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faize hükmedilmesi doğru değildir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.