8. Hukuk Dairesi

8. Hukuk Dairesi 2018/7922 E. , 2018/20157 K.

8. Hukuk Dairesi 2018/7922 E. , 2018/20157 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davada elatmanın önlenmesi talebinin reddine; ecrimisil talebi açısından davalı ... yönünden bu davalıdan 5.376 TL ecrimisilin tahsiline ve diğer davalılar Funda ve Cengiz açısından davanın reddine; birleştirilen davalarda ise takas ve mahsup nedeniyle başkaca bir alacak olmadığından ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, asıl davada, davalılar ile müvekkilinin kardeş olduklarını, muris ...'den taşınmazın miras olarak kaldığını, davalıların binanın ortak alanı olan ve teras olarak kullanılması gereken çatıya kaçak bir yapı inşa ederek terasa çıkış ve binanın asansörünün çalışmasını engellediklerini, ayrıca buradan kazanç da elde ettiklerini ileri sürerek bina üzerindeki, müvekkilinin hissesi oranındaki müdahalenin men'ine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/404 Esas sayılı dosyasında, birleştirilen İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/410 Esas sayılı dosyasında, birleştirilen İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/409 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, davalılar ile müvekkilinin kardeş olduğunu, murisleri ...'den 13 parsel sayılı taşınmazın intikal ettiğini, davalıların 3 - 7 - 8 - 6 no’lu daireleri kullandığını, diğer paydaşların taşınmazdan faydalanmasına izin vermediğini, 04/06/2007 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, mahkemece ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, taşınmazın aylık 1.000,00 TL net kira geliri sağlayabileceğini ileri sürerek her bir taşınmaz için 5.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir . Davalılar vekilleri, tarafların birbirinden talep edebilecekleri alacaklarının eşit olduğunu, bu nedenle takas ve mahsup def'i taleplerinin kabul olunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, asıl davada elatmanın önlenmesi talebinin reddine; ecrimisil talebi açısından davalı ... yönünden bu davalıdan 5.376 TL ecrimisilin tahsiline ve diğer davalılar Funda ve Cengiz açısından davanın reddine; birleştirilen davalarda ise takas ve mahsup nedeniyle başkaca bir alacak olmadığından ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava ortak alana elatmanın önlenmesi ve ecrimisil; birleştirilen davalar ise ecrimisil istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 13 parsel sayılı taşınmazda bulunan 8 adet dairenin tarafların murisi adına kayıtlı olduğu, tarafların iştirak halinde mülkiyet esasına göre paydaş olduğu, taşınmazda kat irtifakının tesis edildiği sabittir. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş , engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. 1. Asıl davada mahkemece; 8 no’lu daireyi kullanan davalı ...’ın ortak mahal olan çatı aralığını daire haline getirerek kullandığından bahisle bu davalı yönünden, davacının ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla beraber davacının elatmanın önlenmesi talebinin kabulü gerekmekte iken yanılgılı değerlendirmeyle reddi isabetsizdir. 2. Birleştirilen davada mahkemece; takas ve mahsup nedeniyle başkaca bir alacak olmadığından ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 17. maddesinin 3. fıkrası: “Kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi ana gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda; dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazda bulunan 8 adet daireden; 3 no’lu dairenin davalılardan Cengiz, 4 - 7 no’lu dairelerin davacı ... mirasçıları, 6 no’lu dairenin davalı ..., 8 no’lu dairenin davalı ... tarafından fiilen kullanıldığı, diğer üç dairenin ise kira gelirinin davacı haricindeki mirasçılar arasında miras payı oranında eşit paylaşıldığı dosya kapsamından ve beyanlardan anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava konusu taşınmaz bir bütünmüş ve tek parçaymışçasına değerlendirme yapılarak hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece yapılması gereken iş, her bir (kat irtifaka tesis edilmiş - bağımsız bölüm nitelikli) daire ile ilgili olarak ayrı ayrı, her biri için kendi koşullarına göre değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar vermek iken taşınmazın bir bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle hüküm tesis edilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1 - 2) no’lu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 13.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.