MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Asıl davada davacı vekili, tarafların 18/05/2008 tarihinde ölen murisi ...'in malik bulunduğu 1/2 payı sağlığında muvazaalı olarak davalıya devrettiğini, muvazaalı işlemin Mahkemece iptal edildiğini ve müvekkili adına 2/8 payının tesciline karar verildiğini, kararın 05.03.2012 tarihinde kesinleştiğini, taşınmazın davalı tarafından kiraya verildiğini ve kira paralarının davalı tarafından toplandığını belirterek, (murisin ölüm tarihi olan) 18.05.2008 -18.05.2012 tarihleri arasındaki dönem için toplam 6.900 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı vekili süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde davayı kabul ettiğini bildirmiştir. Karşı davada davalı-karşı davacı vekili, tarafların muris ...'in Bağ-kur sigortasının bittiği ve SGK sigortasının başladığı tarihler arasındaki 3 yıl 3 aylık dönemde sosyal güvencesi olmadığını, 2006’dan ölüm tarihine kadar şahsi masrafları ve tedavi giderlerinin müvekkili ve eşi tarafından karşılandığını, murisin bu dönem içerisinde ve 15.05.2006 tarihinde tedavi gördüğünü, bu sebeple hastane ve ilaç giderleri için masraf yapıldığını, sigorta kurumuna olan borçların ve primlerin müvekkilinin eşi tarafından ödendiğini, murisin sağlığında yapmış olduğu borcun müvekkili tarafından ödendiğini, SSK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ve ameliyat masraflarının da yine müvekkilinin eşi tarafından karşılandığını, murisin 2006 yılı kasım ayında 2. ameliyatının olduğunu, 2008 yılında da dil kökü kanseri teşhisi konulduğunu ve Onkoloji Hastanesinde 45 gün tedavi gördükten sonra vefat ettiğini ve bu dönemde davacının eşi tarafından karşılanan tedavi masraflarının 14.000 TL olduğunu, muris için müvekkilince yapılan ödemelerin toplam 28.975,69 TL olduğunu, sorumluluk yönünden davacı-karşı davalının payına düşen miktarın 9.051,42 TL olduğunu belirterek, 7,239,42 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davacı-karşı davalı ...’den tahsilini talep etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili, karşı dava konusu alacak iddiasının ahlaki bir görevin yerine getirilmesi kapsamında olduğunu ve BK'nin 78/2 maddesi hükmüne göre geri istenemeyeceğini, muris sağ olsaydı kendisinden istenemeyecek olan taleplerin mirasçılardan da istenemeyeceğini, dava konusu talebin zamanaşımına uğramış olduğunu, murisin tedavisi için yapılan masrafların tereke borcu kapsamında olmadığını ve mirasçıların sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davalı-karşı davacının murise ait Karacabey ilçesindeki yazlığı üzerine geçirmiş olduğunu ve bu sebeple de miras bırakana yaptığını iddia ettiği masrafları talep etmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, karşı davanın dayanağı olarak ibraz edilen belgeler ile talep arasında ilişki kurulamadığını, her zaman düzenlenebilecek nitelikteki belgelerin davada delil olamayacağını belirterek karşı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın da kısmen kabulü ile 1.096,96 TL alacağın davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine, davacı/karşı davalı vekili yararına AAÜT uyarınca takdir olunan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalıya ödenmesine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava ecrimisil, karşı dava alacak isteğine ilişkindir. 1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Davalı-karşı davacı vekilinin, vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davalı-karşı davacı vekilince süresinde verilmiş olan cevap dilekçesi ile asıl davanın kabul edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6.maddesi "Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz." hükmünü, 13.maddesi ise "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." hükmünü amirdir. Mahkemece süresi içinde verilen cevap dilekçesi ile davalı-karşı davacının asıl davayı kabul etmesi nedeniyle asıl davanın kabulüne karar verildiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT'nin 6 ve 13. maddelerine göre hesaplanan 750 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, 1.500 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK'un 438/7.maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple hüküm fıkrasının 6. maddesindeki “1.500,00 TL” ibaresi yerine “750,00 TL” yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.