13. Hukuk Dairesi

13. Hukuk Dairesi 2019/1695 E. , 2019/8079 K.


13. Hukuk Dairesi         2019/1695 E.  ,  2019/8079 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davalıların murisi ...'in 31.05.2010 tarihli tüketici kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandığını, borçlunun ölümü ve borcun ödenmemesi nedeniyle mirasçıları aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların kredi açılırken ...'e hayat sigortası yapıldığını, bu nedenle kredi borcunun sigorta şirketinden tahsil edilmesi gerektiğinden bahisle itiraz ettiklerini ileri sürerek; haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini dilemiştir.
Davanın reddine dair verilen hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, Daire'nin 13.11.2013 tarih 2013/20078 E., 2013/28129 K. sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararı bozulmuş, önceki kararda direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 17.01.2019 tarih 2017/13-521 E., 2019/25 K. sayılı ilamı ile " ...HMK 297 ve devamı maddelerine uygun olarak tesis edilmiş bozmanın varlığından söz edilemeyeceği, ilk karar ve bu karara karşı dile getirilen temyiz itirazlarının karşılanmadığı gibi, Özel Daire kararındaki gerekçelere direnilerek verilen ısrar kararı da hüküm ifade etmeyecektir" denilmek suretiyle Özel Daire bozma ilamı ile bu karara dayalı olarak verilen direnme kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz itirazlarının incelenebilmesi için dairemize gönderilmesine karar verilmiştir. 
Bu kapsamda, ... Tüketici Mahkemesi'nin 2012/10 E.,2012/994 K. sayılı kararının mahkeme gerekçesi ve temyiz itirazları kapsamında ele alınması gerekmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, mirabırakan tarafından kullanılan kredi nedeniyle ödenmeyen kredi taksitlerinin tahsiline yönelik mirasçılar aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, kullanılan kredinin hayat sigortası ile güvence altına alındığı dosya kapsamı ile sabittir. Davacı taraf, murisin doğru beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kendisindeki hastalığı gizlediğini ifade ederek eldeki davayı açmıştır. 
Somut uyuşmazlıkta, sigorta poliçelerinin davacı banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tüketici kredisi sözleşmesinde ve tüm sigorta poliçelerinin üzerinde kredi veren bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Muris, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi lehtar konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur. 
Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları ( halefleri ) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir. Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir. Medeni Kanun'un 2. maddesinde, "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, tüm hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden mirasçıya karşı takip başlatılmış olması, dürüstlük kuralına uygun düşmemektedir. Mahkemece, bu husus gözetilerek vaktinden evvel açıldığı anlaşılan davanın usulden reddi gerekirken, işin esasına girilmek suretiyle ve hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 24,30 TL. harcın temyiz eden davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.