Vergi Dava Daireleri Kurulu

Vergi Dava Daireleri Kur 2009/620 E., 2010/79 K.

Vergi Dava Daireleri Kur 2009/620 E., 2010/79 K.

"İçtihat Metni"

Bir şirket adına tescilli gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin gümrük vergi ve resimlerini garanti etmek üzere 

Temyiz Eden: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına 

Karaköy Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğü 

Karşı Taraf: …

…Bankası Anonim Şirketi 

Vekilleri : Av. …

… İstemin Özeti: …

…Bağırsak ve Deri Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına tescilli 16.11.1998 günlü ve 1921 sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin gümrük vergi ve resimleri için sözü geçen şirket lehine davacı banka tarafından verilen teminat mektubu limiti ile bu limite isabet eden kanuni faiz ve gecikme zammının %20'sinin 4811 sayılı Yasa uyarınca ödenmesi nedeniyle teminat mektubunun iadesi istemiyle yapılan başvuruya cevap verilmeyerek reddine ilişkin işlemin iptali ve teminat mektubunun iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır. 

Davayı inceleyen İstanbul 4. Vergi Mahkemesi, 13.1.2004 günlü ve E:2003/1340, K:2004/34 sayılı kararıyla; 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 19'uncu maddesi karşısında ve 21'inci maddesi uyarınca yayımlanan (2) sayılı Vergi Barışı Kanunu Genel Tebliğinde, kefillerin de bu kanun hükümlerinden yararlanabileceklerinin öngörüldüğü, kefil konumunda olan davacı Bankanın sorumluluğunun, teminat mektubunda yazılı tutar ile borcun ödenmemesi halinde işleyecek gecikme faizi ve zammıyla sınırlı olduğu, davacı tarafından 4811 sayılı Yasaya göre bu tutarda ödeme yapıldığı gerekçesiyle işlemin iptaline, teminat mektubunun davacıya iadesine karar vermiştir. 

Gümrük idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 12.4.2006 günlü ve E:2004/1361, K:2006/1179 sayılı kararıyla; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının 5'inci bendinde, bağlayıcı tarife ve menşe bilgileri de dahil olmak üzere, gümrük idaresinin, gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda, bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak tasarruflarının, idari karar olarak tanımlandığı, 242'nci maddesinin 3'üncü, 4'üncü, 5'inci, 7'nci fıkraları uyarınca idari itiraz prosedürü tamamlanmadan idari yargı yoluna başvurulamayacağı gibi düzeltme taleplerinin ve itirazların gümrük idarelerince 30 gün içinde karara bağlanarak ilgilisine tebliğ edileceği, otuz gün içinde cevaplandırılmayan başvuruların zımnen reddedildiğinin kabulü gerektiği, aksi halde, idari itirazın cevap verilmemek suretiyle sürüncemede bırakılmasının, hak arama özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açacağı, savunma dilekçesinde, davacının 4811 sayılı Yasadan yararlanamayacağı için teminat mektubunun iadesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulduğundan, ortada birbirinden bağımsız iki idari işlem bulunduğu, idari dava teorisine göre her idari işleme karşı tebliğ veya öğrenme tarihlerinden itibaren yasal süresinde ayrı dava açılmasının zorunlu olduğu, teminat mektubunun iadesi istemiyle, gümrük müdürlüğüne yapılan başvuruya idareye tanınan otuz gün içinde cevap verilmemek suretiyle reddi yolunda tesis edilen işlemin; davacının menfaatini etkiler nitelikte bulunduğu, bu işlemin, 4458 sayılı Kanununun 3'üncü maddesinin 5'inci fıkrasında tanımı yapılan idari kararlardan olduğu ve idari itiraz prosedürü izlendikten sonra davaya konu edilebileceği, bu nedenle davanın; işleme karşı yedi gün içinde başmüdürlüğe itiraz edilmesi, itirazın reddedilmesi veya otuz gün içinde cevap verilmemek suretiyle reddedilmiş sayılması halinde açılması gerekirken, 6.5.2003 tarihinde gümrük müdürlüğüne yapılan başvurunun, altmış gün içinde cevaplandırılmayarak reddedildiğine dayanılarak, 4458 sayılı Kanunda öngörülen yedi gün olan itiraz süresinin geçirilmesinden sonra ve 25.7.2003 tarihinde açılan davada dilekçe ve eklerinin merciine tevdiinin de davacıya hukuki bir yarar sağlamayacağı, teminat mektubunun iadesi isteminin reddine ilişkin işlem ile 4811 sayılı Yasadan yararlandırılmama yolundaki işlemin ayrı ayrı davaya konu yapılabileceği gözetilmeksizin, 4811 sayılı Yasadan yararlandırmama işlemi yönünden yapılan hukuki değerlendirmeye dayanılarak karar verilmesinin hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini 23.10.2008 günlü ve E:2006/4747, K:2008/4141 sayılı kararıyla reddetmiştir. 

Bozma kararına uymayan İstanbul 4. Vergi Mahkemesi, 12.2.2009 günlü ve E:2009/337, K:2009/393 sayılı kararıyla; ilk kararında ısrar etmiştir. 

Israr kararı gümrük idaresince temyiz edilmiş ve gümrük vergileri ile ödenmesi gereken ceza ve gecikme zammının %20'sinin ödenmediği, ayrıca davanın yedi gün olan itiraz süresi geçirildikten sonra açıldığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir. 

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur. 

Danıştay Tetkik Hakimi M.... G....'ün Düşüncesi : Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Yedinci Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir. 

Danıştay Savcısı M.O.... U....'ın Düşüncesi :Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Yedinci Dairesine gönderilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: 

Temyiz istemine konu yapılan vergi mahkemesi kararının; davanın 2577 sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak ve süresinde açıldığı kabul edilerek incelenmesine ilişkin hüküm fıkrası davanın, 4458 sayılı Yasada öngörülen ve yedi gün olan itiraz süresinin geçirilmesinden sonraki bir tarih olan 25.7.2003 tarihinde açılması nedeniyle incelenemeyeceği yolundaki Danıştay Yedinci Daire bozma hükmüne uyulmayarak verildiğinden ısrar hükmü içermektedir. 2575 sayılı Yasanın 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasının (a) bendi uyarınca kararın ısrar hükmü yönünden hukuka uygunluğu konusundaki temyiz incelemesinin Kurulumuzca yapılması gerektiğinden istem incelendi. 

…Bağırsak ve Deri Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına tescilli 16.11.1998 günlü ve 1921 sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle verilen teminat mektubuyla garanti altına alınan gümrük vergi ve resimleri ile zam ve cezalarının, 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu hükümlerine göre hesaplanacak tutarlarının taraflarına bildirilmesini 16.4.2003 günlü dilekçesiyle isteyen davacı bankanın, 18.4.2003 günlü dilekçesiyle 4811 sayılı Yasadan yararlanıp yararlanamayacağını sorması üzerine Gümrükler Genel Müdürlüğünün 24.4.2003 günlü ve 10157 sayılı yazısı ekinde yer alan Gümrük Müsteşarı adına imzalanan aynı günlü ve 10143 sayılı yazıyla, 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu hükümlerinden yararlanma şartlarının bildirildiği, dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Teminat mektubundaki tutar ve bu tutara isabet eden kanuni faiz ve gecikme zammının yüzde yirmisini hesaplayarak 25.4.2003 tarihinde gümrük idaresinin saymanlık hesabına yatıran davacı tarafından, gümrük müdürlüğü kayıtlarına 6.5.2003 tarihinde giren dilekçesiyle, Gümrükler Genel Müdürlüğü yazısı ile ekindeki yazıya göre teminat mektubunda belirtilen tutarın tamamı ile bu tutara isabet eden kanuni faiz ve gecikme zammının yüzde yirmisinin 4811 sayılı Yasada öngörülen süre içinde ödendiği belirtilerek, teminat mektubunun iadesinin istendiği, bu başvuruya altmış gün içinde cevap verilmemesi nedeniyle zımnen kurulan olumsuz işlemin iptali ile teminat mektunun iadesi istemiyle dava açıldığı belirlenmektedir. 

Davaya konu edinen işlem, teminat mektubuyla garanti altına alınan tutarların 4811 sayılı Yasa kapsamında ödenmesi nedeniyle teminat mektubunun iadesi istemine cevap verilmeyerek reddine ilişkin olup, başvuruda gösterilen neden, davacının sorumluluğunu gerektiren edimin, 4811 sayılı Yasa uyarınca yerine getirilmiş olmasıdır. Bu başvuruya yanıt verilmemek suretiyle kurulan olumsuz işlemin hukuka uygunluğunun da başvuruda gösterilen neden gözetilerek belirlenmesi gerekmektedir. Bu konuda ulaşılan yargı, davacının 4811 sayılı Yasadan yararlanarak taahhüdünün gerektirdiği sorumluluktan kurtulduğu yönünde olduğu takdirde, ithalatçı lehine verilen teminat mektubunun davacıya iadesi gerekeceği açıktır. 

İthalatın tarafı olmayan ve ithalatçı ile gümrük idaresi arasındaki ilişkide üçüncü kişi konumunda olan davacı banka tarafından, ithalatçı lehine garanti edilen tutar, 4811 sayılı Yasa hükümlerine ve Gümrükler Genel Müdürlüğü yazısına göre ödenerek sorumluluktan kurtulduktan sonra teminat mektuplarının geri verilmesi istemiyle yapılan başvuru, Gümrük Kanunu uyarınca yapılmış bir başvuru değildir. Bu yüzden, ödeme yapılmasına karşın teminat mektuplarını iade etmeyen gümrük müdürlüğüne 6.5.2003 tarihinde yapılan başvuruya yanıt verilmeyerek kurulan olumsuz işleme karşı dava açma süresinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa göre belirlenmesi ve 25.7.2003 tarihinde açılan davanın esası incelenerek karar verilmesinde yargılama usulüne ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. 

Vergi mahkemesi kararının dava incelenerek verilen ve 4811 sayılı Yasa uyarınca ödeme yapılması nedeniyle teminat mektubunun iadesi istemine cevap verilmeyerek istemin reddi yolundaki olumsuz işlemin iptaline ve teminat mektubunun iadesine ilişkin hüküm fıkrası üzerinde daha önce temyiz merciince temyiz incelemesi yapılmamıştır. Israr hükmü içermeyen sözü edilen hükmün hukuka uygunluğu konusundaki yargısal denetimin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir. 

Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, kararın, işlemin iptaline ve teminat mektubunun iadesine ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Yedinci Dairesine gönderilmesine, 5.3.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 

KARŞI OY 

Kurulun, ısrar kararına yapılan temyiz istemini reddetmesi; kararı gümrük yükümlüsünün vergi ve resimlerinin garanti edilmesi amacıyla verilen teminat mektubunun iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin, 4458 sayılı Gümrük Kanununun uygulanmasıyla yapılan işlem olmadığı; dolayısıyla bu Kanunda sözü edilen "idari karar" niteliği taşımadığı gerekçesine dayanmaktadır. 

2575 sayılı Danıştay Kanununun Danıştay Yedinci Dairesinin görevini düzenleyen 31'inci maddesinde, bu Daireninin görevleri arasında gümrük vergileri ile ithale ilişkin vergilere ilişkin davalar sayılmış olup; bu vergileri düzenleyen kanun, 4458 sayılı Gümrük Kanunudur. 

Kurul kararında söylenildiği gibi, dava konusu işlemin, anılan Kanunun uygulanmasıyla alınmış olmadığı kabul edilecek olursa; davanın görüm ve çözümünün Dairemizin görevine girmediğinin kabulü de zorunlu olmaktadır. 

Bu bakımdan; Kurulun anılan gerekçesiyle, istemin esasının incelenmesi için dosyanın görevli dava dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının karara bağlanması için dosyanın Dairemize gönderilmesi usul hükümlerine aykırı görülmüştür. 

Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.