Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları

T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/459 KARAR NO : 2021/444 KARAR TR : 20/09/2021

 T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       2021/459

KARAR NO  2021/444     

KARAR TR  : 20/09/2021

ÖZET:Karayolunda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacılar      1-C. G. 2-A.G.

Vekilleri        Av.F.B., Av.O.K.K.

Davalı            : Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekilleri        : Av. H.E., Av.E. B.(S.)

 

  1. DAVA KONUSU OLAY

 

  1. Davacılar vekili, 20/03/2018 tarihinde müteveffa M. G.'ın sevk ve idaresindeki 01 ... 63 Plaka sayılı motosikleti ile yolun şehir merkezi istikametinin trafiğe kapalı olması nedeniyle ters yönün geliş gidişli olarak trafiğe açık olması dolayısıyla ters yöne girdiğini, 100 metre ilerledikten sonra Nakliyeciler Sitesi önüne geldiğinde;  şehir merkezinden gelip İnönü Caddesini takiben Korulu Kavşağı istikametine seyir halinde olan sürücü R. G.'ın sevk ve idaresindeki 01 ... 3877 plaka sayılı kamyonet ile çarpıştığını; bunun sonucunda maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini; kazanın oluşmasında gerekli işaretlemeleri yapmayan ve önlem almayan davalı idare ve yüklenicinin kusur ve sorumluluğunun bulunduğunu ifade ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerine toplam 102.000 TL maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Ö.A. Grup İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketine karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

  1. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

  1. Adli Yargıda

 

  1. Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 16/05/2019 tarihli ve E.2018/506, K.2019/227 sayılı kararı ile, dava konusu olayda iddia edilen hususun büyükşehir belediyesi ve belediyenin işini yapan müteahhit firmanın hizmet kusuru iddiası bulunduğu ve davaya bakmakla görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

 

  1. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, 03/09/2019 tarihli ve E.2019/1255, K.2019/1191 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Somut olayda; davacı vekili, 20/03/2018 tarihinde müteveffa M.G.'ın sevk ve idaresindeki 01 VAC 63 plakalı motorsiklet ile R.G.'ın sevk ve idaresindeki 01 V... plakalı kamyonetin çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana geldiği noktayı müteveffanın trafiğe kapalı olması nedeniyle kullandığını, trafiğin kapalı olması sebebinin içme suyu mevcut şebeke değişim inşaatı yapılmakta olduğunu, bu hususta Adana Büyükşehir Belediyesinin tazminatı gerektirir şekilde kusurlu olduğunu belirttiğine göre davacı davalı belediye başkanlığının hizmet kusuruna dayanmaktadır. Buna göre Mahkemesince davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkında açılan dava yönünden yargı yolu caiz olmadığından bahisle usulden red kararı verilmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır.

Davacı tarafından davalı Ö.A. Grup İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında açılan dava bakımından yapılan istinaf başvurusunda ise davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı Ö.A. ... A.Ş hakkında açılan davada yargı yolunun caiz olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, davalılardan Ö.A.... A.Ş hakkında açılan davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olması ve davalı Ö.A. A.Ş'nin özel hukuk tüzel kişisi olması sebebi ile bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esas numarasına kaydı ve bu davalı yönünden davaya devam edilmesi gerektiği halde her iki davalı bakımından birlikte tümü ile davanın usulden reddine karar verilmiş olması da hatalı olmuştur. Bu sebeple davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup..."

 

  1. Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 12/12/2019 tarihli ve E.2019/196, K.2019/377 sayılı kararı ile,.... Grup İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yönünden dosyayı tefrik etmiş ve davanın, Adana Büyükşehir Belediyesi yönünden idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesi uyarınca usulden reddine karar vermiştir. Bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller ile birlikte dosyanın bütün olarak değerlendirilmesi sonucu; Huzurdaki dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maluliyetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili 20/03/2018 tarihinde müteveffa M. G.'ın sevk ve idaresindeki 01 ... 63 plakalı motorsiklet ile R.G.'ın sevk ve idaresindeki 01...3877 plakalı kamyonetin çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana geldiği noktayı müteveffanın trafiğe kapalı olması nedeniyle kullandığım, trafiğin kapalı olması sebebinin içme suyu mevcut şebeke değişim inşaatı yapılmakta olduğunu, bu hususta Adana Büyükşehir Belediyesinin tazminatı gerektirir şekilde kusurlu olduğunu belirttiğine göre davacı davalı belediye başkanlığının hizmet kusuruna dayanmaktadır. Buna göre idare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmeti ile nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi gereğince “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar” idari yargı yerinde tam yargı davası açabilecektir. Yine İYUK 15/1-a maddesinde ise, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği de hükme bağlanmıştır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu”nun 04.11.2015 gün ve 2014/17-731 Esas, 2015/2366 Karar; 04.11.2015 gün ve 2015/17-86 Esas, 2015/2364 Karar sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir..." (Adana BAM 3. H.D. 03/09/2019 tarih, 2019/1255 Esas- 2019/1191 Karar sayılı ilamı) buna göre davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur."

 

  1. Davacı vekili bu kez yalnızca Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

  1. İdari Yargıda

 

  1. Adana 3. İdare Mahkemesi 14/04/2021 tarihli ve E.2020/962 sayılı kararı ile,2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 1., 2., 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. ve geçici 21. maddesi hükmüne, ayrıca2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin, anılan kuralı Anayasa'ya aykırı görmeyerek iptal istemini oy birliğiyle reddettiği 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararına yer verdikten sonra; davanın adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın ve Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

“Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

  1. Mevzuat

 

  1. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun'un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.

 

  1. 2918 sayılı Kanun'un 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu ifade edilmiştir.

 

  1. 2918 sayılı Kanun'un“Karayolu trafik güvenliği”başlıklı 13.maddesinde de, karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşların, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.

 

  1. 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:

 

“İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”

 

  1. 2918 sayılı Kanun'un Geçici 21. maddesi şöyledir:

 

“Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz”

 

  1. Yargı Kararları

 

  1. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı (R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147) kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”

 

  1. İNCELEME VE GEREKÇE

 

  1. İlk İnceleme

 

  1. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 20/09/2021 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

  1. Esasın İncelenmesi

 

  1. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

  1. Dava, karayolunda meydana gelen maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası nedeniyle oluştuğu ileri sürülen maddi ve manevi zararların, davalı idarece tazmin edilmesi istemiyle açılmıştır.

 

  1. 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, yukarıda belirtilen gerekçesi ile anılan kuralı Anayasa'ya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir.

 

  1. Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında“Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.”denilmektedir. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

 

  1. Bu durumda, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun'un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

  1. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Adana 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/12/2019 tarihli ve E.2019/196, K.2019/377 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

  1. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

  1. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B.Adana 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/12/2019 tarihli ve E.2019/196, K.2019/377 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

20/09/2021 tarihinde, Üye Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.