Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları

T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/418 KARAR NO : 2021/418 KARAR TR : 05/07/2021

                     T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       2021/418

KARAR NO  2021/418     

KARAR TR  : 05/07/2021

 

ÖZET: Uyuşmazlık Mahkemesince daha önce "idari yargı yerinin" görevli olduğu yönünde karara bağlanan konu ile ilgili olarak, yeniden yapılan başvuruda, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI hk.

 

 

K A R A R

 

Davacılar          1-Ç.A. 2-T.T. 3-İ.S. 4-Ü.T. 5-H.A.T.

Vekilleri            Av. M.Ş.G.

Adli Yargıda

Davalılar           : 1- Antalya İl Özel İdaresi

Vekili                : Av. M.K.

     2- Muratpaşa Belediye Başkanlığı

Vekili                : Av. A.K.

     3- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili                : Av. R.O.

İdari Yargıda

      1-Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili                : Av. Ö.U.

    2- Muratpaşa Belediye Başkanlığı

     3- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı

  1. DAVA KONUSU OLAY

  2. Davacı vekili; müvekkillerinin hissedar olduğu Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Demircikara Mahallesi, 6380 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında ilkokul alanı olarak ayrıldığını, davalıların bugüne kadar taşınmaz üzerinde işlem tesis etmemek suretiyle taşınmaza kamulaştırmasız el attığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

  3. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

  4. Adli Yargıda

  5. Davalılar vekilleri süresi içinde verdikleri dilekçede özetle, taşınmaza fiilen el atılmadığını, imar planına dayalı olarak açılan tazminat davalarının görüm ve çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

  6. Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/09/2012 tarihli ve E.2012/220 sayılı kararı ile görev itirazının reddine karar verilmiştir.

  7. Davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekili idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dosya örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

  8. Danıştay Başsavcısı; davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı, dava dilekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku olmadığı, ancak; bu sonuç ya sonuçların genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planından kaynaklandığı, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka bir anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı, idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini talepleri ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri uyarınca idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Kanun hükümlerinin gereği olduğu, bu bakımdan hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi idari yargının görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, hukuki elatma olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, bu nedenle 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

  9. Uyuşmazlık Mahkemesinin E.2013/218, K.2013/307 sayılı dosyasında;3194 sayılı İmar Kanunu'nun "planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. Maddesinden sözedilerek, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında okul alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile bu tür yerlerin bedelinin ödeneceğine karar verildiği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, 04/02/2013 tarihinde Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulüne, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

  10. Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2012/220, K.2013/169 sayılı dosyasında;2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun'un 1. maddesine göre, Uyuşmazlık Mahkemesinin adli ve idari yargı merciileri arasında görev uyuşmazlığını kesin olarak çözmeye yetkili olduğu; ayrıca aynı Kanun'un 18. maddesine göre de, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına karşı uyma zorunluluğu bulunduğu; bu sebeple, Uyuşmazlık Mahkemesinin verdiği kesin kararlar dikkate alınarak, davada İdari yargının görevli olduğu anlaşıldığından, 29/03/2013 tarihinde yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu kararın temyiz edilmeksizin 24/09/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

  11. Davacı vekili bu kez benzer istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

  12. İdari Yargıda

  13. Antalya 1. İdare Mahkemesinin E.2014/1570 sayılı dosyasında 23/10/2014 tarihli ara kararıyla, davalılardan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını, 23/03/2016 tarih ve E.2014/1568, K.2016/270 sayı ile de Muratpaşa Belediye Başkanlığını hasım mevkiinden çıkardığı ve dava konusu olayda davanın kabulüne karar verdiği belirlenmiş, bu karara karşı temyiz isteminde bulunulmuştur.

  14. Danıştay Altıncı Dairesi E.2016/11909, K.2017/2938 sayılı dosyasında, uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların ilgili idarelerce kamulaştırılması veya imar planı değişikliği yapılması/yaptırılması zorunluluğu getirilerek bu konuda vatandaşların karşılaştıkları mağduriyetlerin giderilmesi, bu kapsamda kalan taşınmazların bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç beş yıllık süre içerisinde bütçe imkanları dahilinde ilgili idarelerce kamulaştırılması veya taşınmazların mevcut imar planı bulunup bulunmadığı veya imar planı yapılabilecek yerlerden olup olmadığı durumuna göre imar planı/imar uygulaması/toplulaşma yapılmak/yaptırılmak suretiyle başka yerden mümkün ise müstakil, değilse hisseli parsel verilmesi veyahut taşınmazların tahliye edilerek kullanıma imkan verecek biçimde malikine iade edilmesinin amaçlandığı; Kanun'da düzenlenen 5 yıllık sürenin ek 1. madde kapsamında kalan ve bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarruf hakkı kısıtlanan taşınmazlar hakkında da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı sonucuna ulaşıldığı; bu durumda, yeni yasal düzenleme uyarınca bu aşamada hukuken uyuşmazlığın esası hakkında karar verme olanağı bulunmadığından, İdare Mahkemesince bu hususlar gözönünde bulundurularak yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, idare mahkemesi kararının esasta oybirliğiyle, gerekçede ise oyçokluğuyla bozulmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine 26/04/2017 tarihinde karar verilmiştir.

  15. Antalya 1. İdare Mahkemesinin E.2018/160, K.2018/204 sayılı dosyasında, bozma ilamı doğrultusunda tasarrufu kısıtlanan taşınmaz hakkında kanun hükümleri doğrultusunda işlem tesis edilmesi veya ilgililerin dava açabilmesi ancak bu sürenin dolmasından sonra mümkün olabileceğinden, 20/02/2018 tarihinde bu aşamada görülmekte olan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer bulunmadığına karar verilmiş, karar temyiz edilmiştir.

  16. Danıştay Altıncı Dairesi 21/11/2018 tarihli ve E.2018/5306, K.2018/9569 sayılı ilamıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması karşısında, İdare Mahkemesince, öncelikle sorumlu idare/idareler belirlenerek, uyuşmazlığa konu taşınmazdaki tasarruf imkanının mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde kısıtlanıp kısıtlanmadığı, kısıtlanmışsa bu kısıtlılığın uygulama imar planından mı yoksa özel kanundan (2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu gibi) mı kaynaklandığı, taşınmazın hangi tarih itibariyle edinildiği hususları araştırılarak, uygulama imar planında belirlenen işlevi nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlandığının ve tazminatı gerektirir mağduriyetinin oluştuğunun tespit edilmesi halinde ise; aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi, ayrıca hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği gerekçesiyle, idare mahkemesi kararının oyçokluğuyla bozulmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

  17. Antalya 1. İdare Mahkemesinin E.2020/75, K.2020/299 sayılı dosyasında, bozma ilamındaki gerekçeler doğrultusunda 12/03/2020 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar da temyiz edilmiştir.

  18. Danıştay Altıncı Dairesi 18/11/2020 tarihli ve E.2020/5318, K.2020/11017 sayılı ilamıyla, Uyuşmazlığa konu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ilköğretim alanı olarak belirlendiği, aynı taşınmazda bir başka hissedar tarafından açılan Antalya 2. İdare Mahkemesinin E:2019/177 sayılı dosyasında yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın 766 m2'lik kısmına asfalt yol ve 19 m2'lik kısmına prefabrik yapı yapılmak suretiyle fiili el atmanın oluştuğunun tespit edildiği; fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerlerinin görevli olacağı; diğer taraftan bakılan dava Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlik kararı verilmesi üzerine açılmış bir dava olduğundan yukarıda yer verilen 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesine göre davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varılması durumunda görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği; bu itibarla temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmadığı; davalı idare vekili tarafından İdare Mahkemesi kararı yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiş ise de, mahkeme kararı esas itibariyle bozulmuş olduğundan ve bozma kararı üzerine verilecek kararda bu husus hakkında yeniden değerlendirme yapılacağından bu aşamada ayrıca hüküm kurulmadığı gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar vermiştir.

  19. Antalya 1. İdare Mahkemesi 16/04/2021 tarihli ve E.2021/266 sayılı ara kararı ile,bozma ilamına uyularak dava konusu taşınmaz üzerinde fiili el atma bulunduğunun tespit edilmesi karşısında uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı organlarının görevli olduğu gerekçesiyle, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye kadar davanın bekletilmesine karar vermiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

  1. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyisi Hakkında Kanun'un "Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 12. maddesi şöyledir:

"Görev itirazında bulunan kişi veya makam, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

Bu yargı mercii, dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse, cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

 (Değişik üçüncü fıkra: 23/7/2008 – 5791/4 md.) Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde; yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi, alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası muhtevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilir."

 

  1. "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

"Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

              Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir."

  1. "Kararların bildirilmesi" başlıklı 28. maddesi şöyledir:

"Uyuşmazlık Mahkemesi, vereceği bütün kararların sonuçlarını ilgili Başsavcı ve Başkanunsözcüsüne, görev uyuşmazlığının çözülmesi için kendisine başvuran yargı merciine, kararı beklemesi için yazı yazılmış bulunan yargı merciine veya mercilerine uyuşmazlığın çözülmesi için başvurmuş olan kişilere veya makamlara hemen tebliğ eder.

İlgili yargı mercileri ile bütün makam, kuruluş ve kişiler; mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizin onları uygulamakla ödevlidirler.

Gerekçeli kararın birer örneği de birinci fıkrada yazılı yerlere ve kişilere gönderilir."

  1. "Kararların kesinliği ve yayınlanması" başlıklı 29. maddesi şöyledir:

"Uyuşmazlık Mahkemesinin kararları kesindir. Başkanın uygun göreceği kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır."

  1. İNCELEME VE GEREKÇE

  2. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 05/07/2021 tarihli toplantısında; Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU' nun, karar verilmesine yer olmadığı yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın karar verilmesine yer olmadığı yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:                   

  3. Dava; Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Demircikara Mahallesi, 6380 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında ilköğretim tesis alanı olarak ayrılmasına karşın kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık maddi tazminatın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

  4. Dosyanın incelenmesinden; Uyuşmazlığa İlişkin Başvuru Sürecinde de (Bkz. § II) ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak davacı vekilince; ilk olarak, Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada 07/09/2012 tarih ve E.2012/220 sayı ile görev itirazının reddine karar verilmesi nedeniyle, Danıştay Başsavcısınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği; Uyuşmazlık Mahkemesinin 04/02/2013 tarihli ve E.2013/218, K.2013/307 sayılı kararı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/09/2012 tarihli ve E.2012/220 sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği; bunun üzerine dosyanın aynı Mahkemeye gönderildiği ve Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesince Uyuşmazlık Mahkemesi kararı uyarınca29/03/2013 tarihli ve E.2012/220, K.2013/169 sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği; aynı istemle davacı vekilince idari yargı yerinde açılan davada da yukarıda ayrıntılı olarak yer verilen aşamalardan sonra idari yargı yerinin görevli olmadığı görüşüyle Antalya 1. İdare Mahkemesinin 16/04/2021 tarihli ve E.2021/266 sayılı kararıyla Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır.

  5. Olayda, Uyuşmazlık Mahkemesince, aynı taraflarca aynı konu ve sebebe ilişkin olarak adli yargı yerinde daha önce açılan dava nedeniyle önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığında görevli mahkemenin belirlenerek, idari yargı yerinin görevli olduğuna kesin olarak karar verildiği; ancak, bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilecek olmasına karşın aynı istemlerle yeniden başvurulduğu açıktır.

  6. Bu durumda, Uyuşmazlık Mahkemesince adli yargı yerinde açılan dava nedeniyle, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma yoluyla Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş olan davada, görevli mahkemenin belirlendiği; idari yargı yerinin görevli kılındığı ve iş bu kararın kesin olduğu gözetildiğinde; idari yargı yerince ikinci kez yapılan başvuru hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.

  7. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda, Antalya 1. İdare Mahkemesinin 16/04/2021 tarihli ve E.2021/266 sayılı başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

  8. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

  1. Uyuşmazlık Mahkemesinin 04/02/2013 tarihli veE.2013/218, K.2013/307 sayılı ilamı ile daha önce İDARİ YARGI YERİ GÖREVLİ KILINMIŞ OLMAKLA,

  2. Antalya 1. İdare Mahkemesinin 16/04/2021 tarihli ve E.2021/266 sayılı başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

05/07/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.