İdare Dava Daireleri Kurulu

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2015/3633 E. , 2017/14 K.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/3633 E.  ,  2017/14 K.

  • sürücü belgesi, alkollü araç kullanma


"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2015/3633
Karar No : 2017/14
Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davalı) : 
İstemin Özeti : Samsun 2. İdare Mahkemesinin 07/04/2015 günlü, E:2015/620, K:2015/463 sayılı ısrar kararının, davalı İdare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. 
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; davacının alkollü olarak araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin 6 ay süreyle geri alınmasına ilişkin 24/04/213 günlü, 11158 sayılı işlem ile davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin aynı günlü, 36565 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. 
Samsun 2. İdare Mahkemesinin 31/12/2013 günlü, E:2013/529, K:2013/1514 sayılı kararıyla; davacı tarafından kullanılan kamyonetin kullanım amacının hususi olduğu, ticari anlamda yük nakli yaptığı konusunda bir tespitin bulunmadığı, Yönetmeliğin ilgili hükmünün, alkollü araç sürme yasağının getirildiği araçların taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon gibi ticari anlamda taşımacılık hizmeti veren araçlarla ilgili olduğu, hususi araçları kapsamayacağı sonucuna varılmış olup, davacının alkolmetre ile yapılan ölçüm sonucunda 0,27 promil alkollü olduğunun tespit edildiği göz önüne alındığında, yasal sınır olan 0,50 promilin altında alkollü olduğu anlaşılan davacının, sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına ve 700,00-TL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Anılan karar, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 11/12/2014 günlü, E:2014/4147, K:2014/9559 sayılı kararıyla; Mahkemece, davacının kullandığı araçla ilgili olarak yük taşıdığına ilişkin bir tespitin bulunmadığı, bu sebeple yük taşıdığının kabul edilemeyeceği yönünde değerlendirme yapılmış ise de, söz konusu aracın yük taşıma amacıyla imal edilen araçlardan olduğu, araç bilgilerinde kullanım şeklinin yük taşımacılığı ve cinsinin kamyonet olduğunun belirtildiği, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 97. maddesinde yer alan, yük ve yolcu taşımacılığına münhasıran üretilmiş ya da bu amaçla kullanılan araçların alkollü içki kullanılmış olarak sürülemeyeceğine ilişkin düzenleme ve 2918 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik ile hususi otomobil dışındaki araçların 0,21 promilin üstünde alkollü olarak kullanılamayacağı şeklindeki kural karşısında, bu tür araçların sürücülerine yönelik yapılan alkol kontrollerinde ayrıca o esnada yük veya yolcu taşımacılığı yapıldığının tespit edilmesine gerek bulunmadığı, bu durumda; dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte alkollü olarak sürülemeyecek araçlardan olan, 2918 sayılı Kanun'un 48. maddesinde yapılan değişikliğik ile de hususi otomobil olmayan ve 0,20 promil üzerinde alkollü olarak kullanılamayacağı belirtilen kamyonet türü aracı davacının 0,27 promil alkollü olarak kullandığı tespit edildiğinden, tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemleri iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar etmiştir.
Davalı idare, Samsun 2. İdare Mahkemesinin 07/04/2015 günlü, E:2015/620, K:2015/463 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan haliyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48. maddesinde; uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, uyuşturucu veya keyif verici maddelerin cinsleri ile alkollü içkilerin etki dereceleri ve kandaki miktarlarını tespit amacıyla, trafik zabıtasınca teknik cihazlar kullanılacağı, tespit usulleri ve muayene şartlarının, Sağlık Bakanlığının görüşüne uygun olarak hazırlanacak yönetmelikte düzenleneceği, bu madde hükmüne uymayan sürücülerin derhal araç kullanmaktan men olunacağı, yönetmelik ile belirtilen miktarların üzerinde alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin, suçun işlendiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; birinci defasında sürücü belgelerinin altı ay süreyle geri alınacağı ve haklarında para cezası uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin, dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan haliyle 97. maddesinde ise; "b) Alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı; 1) Taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon, çekici gibi araçlarla kamu hizmeti, yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücüler ile resmi araç sürücüleri alkollü içki kullanmış olarak bu araçları süremezler. 2) Alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanlar araç kullanamazlar." kuralı yer almaktadır.
Anılan düzenleme uyarınca, maddede sayılan, taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon, çekici gibi araçlarla kamu hizmeti, yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücülerin, kaç promil olduğu önemli olmaksızın, alkollü iken bu araçları sürmeleri yasaklanmış olup, Yönetmelik hükmünün, bu araçların trafikte arz ettiği öneme atfen, hiçbir şekilde alkollü olarak kullanılamayacağını düzenlemeyi amaçladığı sonucuna varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının aracının, araç ruhsatına göre, kapalı kasa kamyonet olduğu ve kullanım amacının "Yük Nakli-Hususi" olarak ruhsata işlendiği, davacının ise, 0,27 promil alkollü iken aracı kullandığının tespit edilmesi üzerine dava konusu işlemlerin kurulduğu anlaşılmaktadır.
Daire kararında da belirtildiği üzere, davacının kullandığı araçla yük taşındığına ilişkin bir tespitin bulunmaması, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin b/1 bendinin olayda uygulanmaması sonucunu doğurmaz. Çünkü, söz konusu araç yük taşıma amacıyla imal edilen araçlardan olup, araç bilgilerinde kullanım şeklinin yük taşımacılığı ve cinsinin kamyonet olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, araç ruhsatında yer alan bu bilgilere itibar edilmeyerek, bu tür araçların sürücülerine yönelik yapılan alkol kontrollerinde, ayrıca o esnada yük veya yolcu taşımacılığı yapıldığının tespit edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin, 3. maddesinde, bir kazanç kaydı olmaksızın kullanılan taşıtlar, "hususi taşıt" olarak tanımlanmış olup, Yönetmeliğin 97. maddesinin b/1 bendinde belirtilen araçların ticari kazanç sağlama amacıyla kullanılmıyor olması, yani bu araçların "hususi" araçlar olması, bu araç sürücülerinin, 0,50 promile kadar alkollü araç kullanmasına izin verilen diğer araç sürücüleri arasında sayılması sonucunu da doğurmayacaktır. Nitekim, bu araçların, hususi olsun olmasın, alkollü olarak kullanılması Yönetmelik hükmü ile yasaklanmıştır. 
Bu nedenle, dava konusu işlemin kurulduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata göre, alkollü olarak sürülemeyecek araçlardan kamyonet türü aracın sürücüsü olan davacının aracını, 0,27 promil alkollü olarak kullandığı tespit edildiğinden, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık, anılan işlemleri iptal eden İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Samsun 2. İdare Mahkemesinin 07/04/2015 günlü, E:2015/620, K:2015/463 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile temyize konu ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.