Hukuki Haber

Su Basması - Hasar - Kat Mülkiyeti -Kat İrtifakı- Görevli Mahkeme

17. Hukuk Dairesi         2016/19349 E.  ,  2019/10027 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının maliki/kiralayanı olduğu, müvekkiline sigortalı iş yerinin atıksu giderinin çekwalfinin olmaması nedeni ile iş yerini su basması sonucu davacıya sigortalı işyerinde hasara neden olduğunu açıklayıp sigortalıya ödenen 8.381,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; sigortalıya ait zarar gören malzemelerin "garaj alanında" depo edildiği, atık suların geri dönmesi ve garaj alanını basması hadisesinin daha önce de gerçekleştiğinin ekspertiz raporunda belirtildiği, benzer hadise yaşanmasına rağmen dava dışı sigortalı tarafından garaj alanının depo olarak kullanılmaya devam edildiğinin tespit edildiği anlaşılmakla, davalı taşınmaz malikinin dava konusu olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu
husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı taraf, kat mülkiyetli taşınmazda bulunan davalının maliki/kiralayanı olduğu, sigortalı işyerinde su basması sonucu hasara neden olduğu iddiasına dayanmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan tapu kayıtları incelendiğinde; dava konusu taşınmazda kat mülkiyetine geçildiği anlaşılmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun'un Ek 1. maddesinde, "kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümleneceği" düzenlemesine ve 17/3. maddesinde ise "kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır" düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer taraftan; 6100 sayılı HMK'nun "Sulh Hukuk mahkemelerinin görevi" başlığı altındaki 4/1-a maddesinde "Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar" düzenlemesiyle ayrıksı haller dışında kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar için Sulh Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğu kabul edilmiştir (1086 Sayılı HUMK'nun 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti). Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda; davacının sigortalısı ile davalı arasında, kira sözleşmesi mevcut olup, olay tarihi itibariyle de sigortalının taşınmazı kiracı olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Davacı ... şirketinin, sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasındaki temel hukuki ilişki kira sözleşmesidir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davalıya husumet yöneltilmesine neden olan davacıya sigortalı işyerinin bulunduğu binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçildiğinden, uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklandığının gözetilmesi; uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması; ayrıca, davacı sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olması nedeniyle de uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkemece görevsizlik nedeniyle HMK'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 31/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.