Danıştay 17. Hukuk Dairesi

Danıştay 17. Hukuk Dairesi 2015/8097 E. , 2018/1449 K.

17. Hukuk Dairesi         2015/8097 E.  ,  2018/1449 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkili İlknur'un eşi, diğer müvekkili ...'ın babası olan destek ...'nın maliki ve sürücüsü olduğu, davalı sigortaya ZMMS ile sigortalı ... plakalı motosiklet ile 07.09.2008 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucunda vefat ettiğini, trafik kazası tespit tutanağına göre desteğin kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkillerinin zarar görenler olup davalının müvekkilinin maddi zararlarının giderilmesi konusunda ... plakalı araç sürücüsünün kusuruna karşılık gelmek üzere ve teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere sorumluluğunun söz konusu olduğunu iddia ederek, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müvekkili ... için şimdilik 1.000,00 TL ve diğer müvekkili ... için şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 07.09.2008 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18/03/2015 tarihli dilekçe ile, müvekkili ... için destekten yoksun kalma tazminat taleplerini, 1.000,00 TL'den 46.518,00 TL arttırarak 47.518,00 TL olarak, müvekkili ... için destekten yoksun kalma tazminat taleplerini 1.000,00 TL'den 7.048,00 TL arttırarak 8.048,00 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı ... şirketi vekili cevap dilekçesinde, öncelikle, dava konusu olayda müteveffanın tek taraflı trafik kazası sonucunda kendi kusuru ile kendi ölümüne sebep olup Ceza Hukuku anlamında suç oluşmadığından uzatılmış ceza zamanaşımından bahsedilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu kazanın 07.09.2008 tarihinde meydana geldiğinden 2 yıllık zamanaşımının dolduğunu belirterek zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin cevabında ise, müteveffanın dava konusu aracın işleteni ve sürücüsü olması nedeniyle, müteveffanın mirasçılarının dava hakkının bulunmadığını ve davacıların destekten yoksun kalma taleplerinin ZMMS kapsamında olmadığını, müteveffanın yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını, hiçbir hukuk kuralının kişinin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan faydalanması durumunu düzenlemediğini ve bu faydayı koruyamayacağını, bir zararın doğmasına ya da artmasına neden olan kişinin sonuçlarına da katlanmak zorunda olduğunu, kusur oranlarının tespiti açısından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kuruluna sevk edilmesinin gerektiğini, davacılar tarafından resmi belge sunulmaması durumunda gelirin asgari ücret üzerinden esas alınmasının gerektiğini, davacı taraflara SGK tarafından bağlanan bir maaş bağlanması veya bir ödeme yapılmış ise söz konusu miktarın düşüleceğinden davacı tarafından destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanamayacağını ve müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmayacağını, tazminat hesabının Aktüerler Siciline kayıtlı aktüer aracılığı ile yapılmasının gerektiğini, dava tarihinden önce müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığından temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabulünün gerektiğini ve davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faizin yasal faiz olmasının gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu ile davacıların tazmin edilmeyen destekten yoksun kaldıkları tazminat miktarının 55.566,40 TL olarak belirlenmesi karşısında, davalı ... 3. kişi konumunda olan davacıların uğradığı bu zarardan sigorta poliçesi gereğince sorumlu olmakla, dava öncesi sigortaya yapılan bir başvuru bulunmadığından dava tarihi itibariyle sigortanın temerrüde düştüğü, dolayısıyla bu tarihten itibaren faiz talep edilebileceğinin kabulü ile davacı ... için 47.518,00 TL, davacı Mehmet Berkay için 8.048 TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davalı sigortaya ZMSS ile sigortalı bulunan davacılar desteğinin kullandığı aracın başka bir araç ile çarpışması sonucu ölümü nedeniyle davacıların uğradıkları destekten yoksunluk tazminatı talebinin, davalı ... teminatı kapsamında olduğu iddiasına dayalı olarak talep edilen tazminat davasıdır.Davacı vekilince olay tarihinden itibaren ticari faiz (avans faizi) istenilmiş, mahkemece dava tarihinden itibaren avans faize hükmedilmiştir. Oysa, zarara neden olan araç motosiklet olup ruhsatına göre kullanım amacı hususidir. Bu halde davacı lehine yasal faize hükmedilmesi gerekirken ticari faize hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 2. paragrafındaki yer alan ‘avans’ ibaresinin çıkarılarak yerine ‘yasal’ ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.