6. Ceza Dairesi

6. Ceza Dairesi 2018/3651 E. , 2019/369 K.

6. Ceza Dairesi         2018/3651 E.  ,  2019/369 K.

  •  


"İçtihat Metni"

CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
KARAR : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2016 gün 2016/2 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı.

KARAR TARİHİ : 25/01/2019

... Hava Taşımacılık Turizm ve Ticaret A.Ş.'ne ait TC-HEK tescil işaretli BELL 206 L-4 tipi helikopterin ... – Çağlayancerit / ...-Yerköy planlı uçuşunda 25 Mart 2009 günü ... Merkez dağlık alanda düşmesi sonucu pilot ... ve 2009 yılı mahalli seçimler nedeniyle bölgeye gelen ... Milletvekili ve BBP Genel Başkanı ... ile...,... ile gazeteci ... olmak üzere toplam 6 kişinin hayatını kaybettiği olayda;
Helikopter kazası nedeniyle arama kurtarma faaliyetlerinde yer alan ... İli Valisi ..., ... Vali Yardımcısı ..., İl Jandarma Komutanı ..., İl Emniyet Müdürü ..., İl Sivil Savunma Müdürü ... ve diğer Jandarma ve Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin arama kurtarma faaliyetlerini aksatıp, etkin olabilecek kişileri engelleyip bu şekilde gecikmelere neden olup görevlerini gerektiği gibi yerine getirmedikleri iddiaları üzerine inceleme başlatıldığı,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/4822 Soruşturma numarası üzerinden yürütülen evrakı bir kısım şüphelilerin sıfatı ve suç yeri itibariyle ayırıp 2009/8598 Soruşturma sırasına kayıtla 04/06/2009 tarih ve 2009/499 sayılı “yetkisizlik kararı” ile ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilip, diğerleri yönünden soruşturmaya devam olunduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığının evrakı 2010/203 nolu Soruşturma sırasına kaydedip devamında da ... Valisi ... ve diğer kamu görevlisi şüpheliler yönünden 4483 sayılı Kanun Hükümleri uyarınca ön inceleme yapılmak üzere 04/01/2010 tarihli yazı ekinde İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği,
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan ön inceleme sonucu düzenlenen 02/07/2010 tarihli araştırma raporu ile buna dayanan 13/08/2010 tarih ve 38-1(150) sayılı Bakanlık makamının ihbar ve şikayetin işleme konulmaması” kararı ekinde evrakın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Anılan karara karşı, ... Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını inceleyen Danıştay I.Dairesinin 02/12/2010 tarih ve 2010/1511-1990 sayılı kararı ile; itirazı kabul edip, dosyanın ön inceleme için İçişleri Bakanlığına iadesi yönünde karar verdiği,
Bakanlık, Danıştay'ın kararı doğrultusunda yaptığı inceleme sonunda;
Vali ... ve diğer kamu görevlileri hakkında 03/05/2011 gün ve 2011/228 sayılı “soruşturma izni verilmemesi” kararı ve ekli soruşturma dosyasını 4483 sayılı Kanunun 6 ve 12/1. maddeleri uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 2011/75 soruşturma sıra no ile kayda aldığı evrakla ilgili Bakanlığın “soruşturma izni verilmemesi kararını” usul ve yasaya uygun bulup, itiraz kanun yoluna gitmediği,
Hâl böyle olunca,
Anılan evrak ile ilgili 14/06/2011 gün ve 2011/36 sayılı “kayıtdan düşme” kararı verildiği,
Müştekiler vekili tarafından “Bakanlık makamının soruşturma izni verilmemesi kararına” karşı itiraz kanun yoluna başvurdukları,
İtirazı inceleyen Danıştay I. Dairesinin 2011/1578-2012/258 sayılı ve 02/02/2012 günlü kararı ile;
“25/03/2009 tarihinde ... ve beraberindekilerin ölümüyle sonuçlanan helikopter kazası sonrasında yürütülen arama ve kurtarma çalışmalarının belli bir plan ve strateji dahilinde yürütülmediği, kazanın olduğu bölgenin saptanması, arama ve taramada telefon sinyalleri dikkate alınarak oluşturulacak bir harita üzerinde görev yerlerinin paylaştırılması ve takip edilmesi yönünde organize ve planlı bir çalışma yapılmadığı dikkate alındığında, ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından itirazın kabulüyle İçişleri Bakanlığının 03/05/2011 tarih ve Mül. Tef. Kur. Bşk. 2011/228 sayılı
soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın .... ekli olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” oy çokluğuyla yazılı şekilde karar verdiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, evrakı 2012/35 soruşturma sırasına kayıt edip şüpheliler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili yaptığı soruşturma sonunda 19/07/2016 gün ve 2016/2 kovuşturmaya yer olmadığına dair sayılı kararı ile;
“Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı ... ve beraberindeki 5 kişiyi taşıyan helikopterin ... ili, Göksun ilçesi yakınlarında düştüğünün haber alınmasıyla kaza olay yeri koordinatörü ... valisi ...'ın sözlü talimatı ile Vali Yardımcısı ... başkanlığında İl Kriz Merkezinin oluşturulduğu, arama kurtarma çalışmalarının Türk Arama Kurtarma Yönetmeliğine istinaden hazırlanan 2002/4 sayılı Uluslararası Arama Kurtarma Planı tebliğ hükümlerine göre yürütülüp gecikmeksizin çalışmalara başladığı,
Helikopterin uçuş güzergahı üzerinde bulunan bölgedeki sivil tüm unsurların teyakkuza geçirildiği, arama kurtarma için gerekli tüm unsurların hazırlanması ve kazazedelere zamanında tıbbi müdahale yapılabilmesi için sağlık tesisi, ambulans ve görevlilerin hazır halde bulunmaları talimatının verildiği, İl Savunma Müdürlüğüne bağlı arama kurtarma ekiplerinin hazırlandığı, İl Kriz Merkezinin 24 saat esasına göre yürüttüğü,
Çalışmaların enkaz bulununcaya kadar sürdürüldüğü, olayın öğrenilmesini müteakip İl Valisi, Jandarma Komutanı ve İl Emniyet Müdürünün muhtemel olay yeri Göksun'a hareket ettikleri, burada oluşturulan fiziki kriz merkezinde toplanan bilgiler değerlendirilip, arama kurtarma çalışmalarının koordine edildiği, sivil savunma ekiplerinin aynı gün saat 15.00'dan itibaren muhtemel kaza yeri Göksun'a sevk edildikleri, ilaveten komşu il ve ilçelerden gelen takviye sivil savunma birlikleri, Jandarma ve Emniyet ile AKUT gibi sivil toplum örgütü unsurlarının saat 16.05'den itibaren Valilik tarafından Göksun'a yönlendirildiği, muhtemel enkaz yerlerinde gecikmeksizin çalışmaların başladığı, kolluk kuvvetlerinin ilerleyen saatlerde yöreyi bilen vatandaşlar, geçici köy korucuları, UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri) ve KADAK (Arama, Kurtarma ve Telsiz ve Radyo Amatörleri)'nden destek alarak üç ayrı grup halinde çalışmaları sürdürdükleri, bölgenin havadan taranması için ilgili kurumlardan talepte bulunulduğu, Emniyet Genel Müdürlüğü, 10.Tanker Üst Komutanlığı ve ... 2.... Komutanlığı ile ...'dan gelen hava araçlarının mümkün olduğu ölçüde arama, kurtarma çalışmalarına katıldıkları, gönüllü çalışmalara sivil vatandaşların havanın kararmasıyla don tehlikesi, sis ve kar yağışı gibi olumsuzlukları nedeniyle arzu edilen katkıyı sağlayamadıkları, çalışmaya profesyonellik gerektirmesi ve o an itibariyle teknik ve fiziksel yetersizlikler nedeniyle doğabilecek muhtemel kayıpların önlenmesi için çalışmalara katılmak isteyen vatandaşların uyarıldıkları,
... İl Jandarma Komutanlığı yetkilisinin saat 16.10-16.15 itibariyle pilotun telefon numarasından yer tespiti yapılıp yapılamayacağı hususunun TİB'de yapılan inceleme sonucu 16.25'te alınan son konum bilgisi ile sonrasında ulaşılan bilgilerin süratle Jandarma Genel Komutanlığı Teknik İstihbarat Daire Başkanlığına, oradan ... İl Jandarma Komutanlığına iletildiği, yine Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının saat 16.30 itibariyle talep ettiği belgelerin de önce Jandarma Genel Komutanlığı için üretilen bilgilerden yararlanılarak, anılan birime iletildiği, oranın da bilgileri derhal ... İl Emniyet Müdürlüğüne ulaştırdığı” belirlenmiştir.
Dosya kapsamına göre yürütülen kurtarma ve çalışmalarında görev alan şüpheliler Vali ..., Vali Yardımcısı ..., İl Jandarma Komutanı ..., İl Emniyet Müdürü ..., İl Sivil Savunma Müdürü ...'un gerek kriz merkezi görevlisi olarak, gerek alanda yapılan arama ve kurtarma faaliyetlerinin koordinatörü olarak uhdelerindeki görevleri yaptıkları,
Şüpheliler Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Şube Müdürü ...; anılan kurumun TİB temsilcisi ..., Jandarma Genel Komutanlığı Bilgi Sistemleri Teknisyeni .... ile Jandarma Genel Komutanlığı TİB temsilcisi ...'ın helikopterde yolculuk edenlerin telefon numaralarından alan ve kurum bilgisi belirleme sürecinde görev gereklerine uygun davrandıkları iddia edildiği gibi, arama kurtarma çalışmaları ile alan ve kurum belirleme sürecinde ihmali davranış sergileyerek TCK'nin 257. maddesi kapsamında görevi kötüye kullanma suçunu işlediklerine dair haklarında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı anlaşıldığından CMK'nin 172/1. maddesi uyarınca KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA” karar verdiği,
Şikayetçiler ..., ..., ...,...,...,..., vekillerinin kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmeleri üzerine;
Yargıtay 6.Ceza Dairesi'nin 18/10/2016 tarih ve 6-6 sayılı kararı ile;
"...Helikopter kazasının olduğu arazinin coğrafi yapısı, iklim şartları, meteorolojik göstergeler dikkate alındığında arama ve kurtarma çalışmasına katılan hava araçları başarılı olamamıştır.
Karadan arama ve kurtarma faaliyetine ilk 24 saat için 1339 görevli er ve korucu çalışmalara katılmış, ilk 24 saat içinde 10 farklı noktada arama faaliyetine başlanmıştır. Arama faaliyetine bölgeyi bilen 897 adet geçici köy korucusu ve bazı köylü vatandaşları katılmışlardır.
Kaza kırımına uğrayan hava araçlarının kara aramasında ise; kaza yerinin net koordinatlarını bilmek gerekir. Somut olayda kaza kırımına uğrayan helikopterin arama ve kurtarma faaliyetlerinin ne başlangıç ne de sonraki aşamalarında GSM operatörlerinden hareket ile 'TİB'den net bir enkaz koordinat noktası bildirilmemiştir. 'TİB' bu yönde çalışma yürütmüş ise de salt GSM operatörlerinden hareketle bunun kısa sürede tespitinin mümkün olamayacağı; süreci uzatacağı açığa çıkmıştır. Bu süreç içinde Jandarma Genel Kom. Yetkilisinin, Jandarma Gen. Kom. (TİB) temsilcisi şüpheli ...'dan alınan bilgiyi şüpheli ...'ya ilettiği, onun da coğrafi harita üzerinden işaretleyip durumu Jan. Gen. Kom. Daire Başkanlığı ve ... İl Jandarma Komutanlığına ilettiği;
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında Şube Müdürü ...'nin, helikopter kaza kırımının Jandarma bölgesi olmasına karşın Em. Gen. Müd. (TİB) temsilcisi ...'a iletip onun da Jandarma Genel Komutanlığının ürettiği bilgilerden yararlanıp yetkili birim ve ... İl Emniyet Müdürlüğüne ulaştırdığı, bu bağlamda tüm sivil ve kamu görevlileri ile şüphelilerin A.K. faaliyetlerini koordineli olarak sürdürdükleri,
27.03.2009 günü saat 14.30 sularında ...köyü muhtarı ile 17 sivil vatandaşın helikopter enkazı ile donmuş halde cesetleri bulup durumu jandarmaya bildirmesi, gelen bilgiler ışığında kaza mahalline ulaşılmak için 9 kişilik DAK timi oluşturulduğu, anılan görevlilerin 21.30'da bölgeye yöneldiği, kurtarma helikopterinden birinin aynı kaza yerinde kaza kırımına uğradığı,
28.03.2009 günü saat 05.30'da kaza mahalline ulaşıldığında ..., ...,...,...,ı'nın cesetlerine, kaza mahallinden bulunup alındığı, ... ile ilgili arama çalışmalarına devam edilip, kaza mahallinden 400 metre doğudaki bir noktada adı geçenin cesedine 30.03.2009 günü itibari ile ulaşılıp, bölgeden alındığı,
Kaza yeri ... ili Merkez ... obası ile Göksu ... kasabası arasındaki Keş Dağları Karayakup Tepesi 375872 N, 364016 E koordinatlarında, deniz seviyesinden 6500 FT yüksek dağlık bir alan olduğu anlaşılmıştır.
Kazada ölen şahıslar ile ilgili usulüne uygun Adli Muayene ve Otopsi tutanakları düzenlenmiştir.
... Adli Tıp I. İhtisas Kurulunun Raporuna göre de; '..., ....,...,...,'nın kaza nedeniyle muhtelif vücut travmasına bağlı yaralanmaları sonucu kazadan sonra 30–60 dakika sonra hayatlarını kaybettikleri, ...'in ise ayağı kırılıp ve muhtelif beden travmalarına rağmen donma sonucu kazadan 4 – 6 saat sonra hayatını kaybettiğini' belirlediği,
TC-HEK tescil işaretli hava aracında yapılan inceleme ve düzenlenen bilirkişi raporlarında helikopterde kaza öncesi aktif olup kaza anında çarpma sonucu ELT cihazının kırılan seyyar antenin yeterli sinyal üretemediği,
ELT cihazından yapılan yetersiz acil durum sinyallerinin bu nedenle COSPAS/SARSAT uydularınca algılanamadığı bu nedenle de uydu aracılığı acil durum sinyallerinin Denizcilik Müsteşarlığı bünyesinde kurulan Ana Arama Kurtarma Merkezine (AAKM) iletemediği,
Helikopterde bulunan;
Garmin GNS 430, Argus CE ve Sky Map IIIC isimli 3 GPS cihazı olduğu; bu cihazların irtifa, sürat vs. hava bilgilerini saklamadığı, uçağın pozisyon bilgisini sakladığı, GPS cihazlarının düşmeyi ispata yarayacak bilgi içermediği, uçuş bilgilerini içeren cihazlar olduğu,
Helikopterde CUR, FDR (kara kutu diye bilinen aletin) olmadığı,
Helikopterde takılı Garmin marka CNSN30 model GPS cihazının kaza sonrası hasar görüp renkli ekranın çalışamaz hale geldiği, yeni ekran takılıp güç verilip çalıştırıldığında ulaşılan tek bilginin cihazın yedek bataryasının arızalandığına ilişkin mesajı oluşturduğu, helikopterin geçtiği güzergahlar ile ilgili bir bilgiye rastlanılamadığı,
Helikopterde 'snow deplector kit' ve/veya 'snow deflector kit' 'particie deflector kit' aparatlarının olmadığı,
TC-HEK tescil işaretli hava aracının pilotu ...'nin ise; planlanan yolcu sayısından fazla yolcu ve izin verilen maksimum kalkış ağırlığından fazla ağırlık ile kalkış yapıp, meteorolojik koşullar gereğince sorgulanmadan, uluslararası havacılık kurallarına göre helikopterin düştüğü zaman ve yerdeki hava koşullarına göre de pilotun belirlenen seyrüsefer güzergahı için 'snow deplector kit' ve/veya 'snow deflector kit' 'particie deflektör kit' yardımcı aparatlarının birlikteliğini de sağlaması gerektiğini düşünmeden meteorolojik koşullara göre görüş mesafesinin 1000 metre standardına karşın VFR sistemi ile uçuşunda devam ettiği, helikopterin bilgi transponde açık olsa da görerek uçuş şartlarına göre helikopterin düşük irtifa nedeniyle radarlar tarafından sürekli takibine imkan da sağlamadığı, hava aracının pilot tarafından herhangi bir yer istasyonu veya uçuşta bulunan seyrüsefer cihazına bir arıza veya tehlike durumunun da rapor etmediği dosyaya yansıyan belgeler ve bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda dosya bir bütün halinde değerlendirildiğinde,
AK faaliyetlerinin asıl amacı insan hayatını kurtarmaktır. TC– HEK tescil işaretli hava aracının 29.03.2009 tarihinde düşmesi (kırıma uğraması) sonrasında ..., Kayseri, ... resmi makamları kaza yeri ile ilgili net bir bilgiye sahip değillerdir.
Kaza yerinin ... ili sınırlarında kaldığına ilişkin bilgilerin alınması ile ... Valisi ...'ın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun kriz merkezini oluşturup kriz merkezinde görevli Vali Yardımcısı ..., ..., ..., ... ile koordineli çalışmaya başladıkları, Emniyet Genel Müd. İstihbarat Müd. ..., Emniyet Genel Müd. TİB Temsilcisi ..., Jandarma Genel Kom. TİB Temsilcisi ... ve Jandarma Genel Komutanlığı Bilgi Sistemleri Teknisyeni ...'nun telefon sinyalleri ile baz istasyon verileri bilgilerini değerlendirip ilgili makamlara aktardığı, bu haliyle de şüphelilerin kusurlu ve/veya görevlerini gereği gibi yapmadıklarına dair kesin, inandırıcı delil elde olunamadığı, kaza sonrası oluşan bilgi kirliliğinin yarattığı sonuçlardan da şüphelilerin sorumlu tutulamayacağı, hal böyle olunca; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığı kararında bir isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi üzerine şüpheliler hakkındaki kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiği,
... Bakanlığının 09.04.2017 tarihli ve 523 sayılı kanun yararına bozma talebi ve bu talep üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17.04.2017 tarihli ve 23747 sayılı ihbarnamede;
"...5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan 'Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür' şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Bu kapsamda,
1- 25.03.2009 tarihinde ... ve beraberindekilerin ölümüyle sonuçlanan helikopter kazası sonrasında yürütülen arama ve kurtarma çalışmalarının belli bir plan ve strateji dahilinde yürütülemediği, kazanın olduğu bölgenin saptanması, arama ve taramada telefon sinyalleri dikkate alınarak oluşturulacak bir harita üzerinde görev yerlerinin paylaştırılması ve takip edilmesi yönünde organize ve planlı bir çalışma yapılmadığı iddialarına ilişkin olmak üzere Devlet Denetleme Kurulunun 21.01.2011 tarihli ve 2011/1 sayılı raporuna istinaden hazırlanan Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının 01.12.2014 tarihli ve 073 sayılı raporunda '...Arama kurtarma faaliyetlerine ilişkin olarak hazırlanan ve gönderilen raporlarda, ilk gün Vali, İl Emniyet Müdürü ve İl Jandarma Komutanının Göksun'a hareket saatlerinin 1 saat geri alınarak yazılması ile özellikle olaya nasıl ve ne şekilde müdahale edildiğinin ve eldeki verilerin ne şekilde değerlendirildiğinin tespitine yönelik önemli bilgiler ihtiva ettiği değerlendirilen İl Jandarma Komutanlığı ceride kayıtlarının değiştirilerek yeniden yazılmasının 'olaya müdahalede ihmal ve gecikme olduğu' iddiasına yönelik şüpheleri arttırdığı...' ve 26.12.2013 tarihli Elektrik Mühendisi ve Telekomünikasyon Uzmanı raporunda '...Soruşturma dosyasındaki belge bilgilerin, kazanın bildirildiği zaman ve geçen süreçte bir arada bulunmadığı gerçeği de göz önüne alınarak, yaptığım değerlendirmeler bu aşamadaki görüşlerim olmakla birlikte, sadece kaza sonrası GSM şebekesi üzerinden kaza yeri tespiti çalışmaları açısından, GSM teknolojilerine çözümler üretecek teknik bir koordinatörün/koordinasyonun olmadığı, bu nedenle arama kurtarma çalışmalarının uzadığı kanaatindeyim...' şeklindeki rapor ve tespitleri,
2- 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra iş bu soruşturma dosyasında yer alan şüphelilerden Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü ...'nin FETÖ/PDY mensubu olmaktan tutuklu bulunması, bunun yanı sıra ... ve beraberindekilerin bulunduğu helikopterin kasten düşürüldüğü ve düştükten sonra ise arama kurtarma çalışmalarının kasten sekteye uğratıldığı iddialarına yönelik ... Cumhuriyet Başsavcılığının 20.06.2016 tarihli ve 2014/5021 soruşturma, 2016/5992 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına konu soruşturma dosyasında yer alan şüphelilerden ......,...,'ın FETÖ/PDY mensubu olmaktan tutuklu olması ile ismi geçen şüphelilerden ... ve...,'ın sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik suikast timinin 15 Temmuz'da gerçekleştirdikleri ... baskınında yakalanmaları,
Hususları ile yukarıda belirtilen ... Cumhuriyet Başsavcılığının 20.06.2016 tarihli ve 2014/5021 soruşturma, 2016/5992 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına konu soruşturma dosyası ile ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/27477 soruşturma dosyası, yine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığında ve Genelkurmay Askeri Savcılığında yürütülmekte olduğu bildirilen soruşturma dosyalarındaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği düşünüldüğünden, şüphelilerin ihmali davranışları ile görevlerini kötüye kullandıkları iddialarına ilişkin eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle merciince, ortada 5271 sayılı Kanuna uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanunun 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla, itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği" şeklindeki gerekçeleriyle Yargıtay 6. Ceza Dairesinin, itirazın reddi kararının kanun yararına bozulmasının talep edildiği,
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca “Şüpheliler hakkında eksik araştırma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilip verilmediğinin belirlenmesi yönünden değerlendirilip 10/07/2018 gün, 2017/KYB-507; 2018/352 sayılı kararı ile; Kanun yararına bozmaya konu kararın geçirdiği hukuki süreci açıklayıp,
Kanun yararına bozma talebinde bahsi geçen ... Cumhuriyet Başsavcılığı 2015/27477 soruşturma sayılı şüphelilerin İçişleri Bakanlığı, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİM) yetkilileri oldukları belirtilip,
İçişleri Bakanlığı 29/04/2011 tarihli “ön inceleme raporunun düzenlenmesine, kamu görevlileri ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ilgili “ soruşturma izni verilmeme kararı, Devlet Denetleme Kurulu raporunda şüphelilerin arama kurtarma faaliyetlerinin aşamalarına yönelik açıklamalardan sonra,
Arama ve Kurtarma Faaliyetlerine İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler;
Emniyet Genel Müdürlüğü birimlerinin kendilerine verilen telefon numaralarını, yer tespiti için TİB'e geç bildirdiği, Jandarma Genel Komutanlığı birimlerinin ise kendilerine iletilen ...'e ve diğer yolculara ait telefon numaralarını yer tespiti için TİB'e bildirmediği, söz konusu birimlerce sıralı hiyerarşik düzen içerisinde bildirim yapılana kadar TİB'in kendisine başka kaynaklardan gönderilen cep telefonlarından kaza yerine ilişkin bilgileri makul bir sürede sağlayıp yetkili kurum temsilcilerine ilettiği, 112 görevlilerince bildirilen cep telefonu numaralarının, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından TİB'e saat 16.30’da ulaştırıldığı, gecikmenin 155, İstihbarat Şube Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı birimlerinden hangisinde yaşandığının gönderilen bilgi ve raporlardan tespit edilemediği, 155 kayıtlarının incelemesi sonucunda Emniyet Genel Müdürlüğü birimlerinin bu hususta yeterli hassasiyeti göstermediği ve olaya 112 görevlileri kadar ciddiyetle yaklaşmadığı, İl Jandarma Komutanlığınca söz konusu telefonların ... Jandarma Bölge Komutanlığına ve Jandarma Genel Komutanlığına bildirildiğinin raporlarda belirtildiği, ancak bildirim saatinin raporlarda yer almadığı, TİB tarafından saat 16.25'te yapılan yer tespitinde kullanılan cep telefonlarının ve yer belirleme talebinin, Jandarma Genel Komutanlığı veya sıralı birimlerinden değil, ... İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin aramasıyla TİB Jandarma Genel Komutanlığı Temsilcisi ...’dan ve Başbakanlık Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünden geldiği, buna göre Jandarma Genel Komutanlığı sıralı birimlerinin, kendilerine bildirilen cep telefonu numaralarını yer tespiti için TİB'e ilk tespitin yapıldığı süreçte bildirmediği,
TİB’den alınan bilgilerin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığınca İl Emniyet Müdürlüğüne geç bildirildiği, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığınca bilgilerin Vali ve kriz merkezine bildirilmediği, saat 16.30'da alınan cep telefonu kestirme bilgilerinin, olay yerindeki İstihbarat Şube Müdürü...’a saat 19.30 sıralarında ulaştırıldığı,... harita eşliğinde bu bilgileri paylaştığını ifade etmiş ise de, bu bilginin Vali ve diğer görgü şahitlerince doğrulanmadığı, bilgiler alındığında Jandarma Genel Komutanlığında konuyla ilgili personelin görevi başında olmaması nedeniyle yaklaşık 30 dakika beklenildiği, saat 16.55’te verilerin İl Jandarma Komutanlığına aktarıldığı, hem merkezde hem de il düzeyinde teknik elemanların harita üzerinde çalışmaya başladıkları ve saat 17.15 itibarıyla Turkcell verilerini ve görüş açısı çalışmalarını harita üzerine aktardıkları, jandarma personelinin normalde 47 kilometre olan yayı, yansımalardan dolayı biraz ihtiyat payı da ekleyerek 68 kilometre olarak çizdikleri, ...’nun İl Jandarma Komutanlığındaki personel ve ...ile telefonla konuşup yay üzerinde sisli ve karlı tepe olarak üç nokta olduğunu, buralara bakılması gerektiğini ilettiği, İl Jandarma Komutanının bu bilgilerden haberinin olmadığını söylemesinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin disiplin ve teamüllerine ters düşmekte olduğundan kuşkulu görüldüğü, 156 kayıtlarından İl Jandarma Komutanının Göksun'a hareketinden önce koordinat bilgisini aldığı, Vali ve diğer resmi erkânın ...'de olduğu sırada TİB'in Avea hattından yeni veri elde ettiği, Avea ve Turkcell hatlarından kestirme yapılarak aranacak alan 15 kilometre boyunda 1 kilometre eninde bir alana indirilip saat 23.30’da İl Jandarma Komutanlığına ilettiği, bu haritaların İçişleri Bakanı, Vali ve kriz merkezi ile paylaşılmadığı, genel olarak 30 kilometre çapında bir alandan bahsedildiği, aramaların da bu harita bilgisine göre yapılmadığı,
Kurucaova'da amatör bir telsizcinin internet üzerinde işaret koyduğu noktanın saatlerce ve defalarca arandığı, söz konusu noktanın yanlış bir yer olduğu, bilginin hiçbir temelinin bulunmadığının Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı AAKKM, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kriz merkezlerince ve burada çalışan ehil olmayan elemanlarca fark edilemediği, Genelkurmay Başkanlığınca İl Jandarma Komutanlığına bildirilen söz konusu noktanın iki gün boyunca aranmaya devam edildiği, özellikle ... bölgesinde enkaz yerine yaklaşıldığı sırada, Kurucaova’dan sinyal alındığı iddiası ortaya konularak kamu görevlilerinin yanıltılmasının, masum bir iyi niyet çabasından öte kazanın ilk saatlerinde ortaya konulan "Enkaza ulaşıldı" haberlerinin yayılması ile bağlantılı olabileceği kuşkusunun giderilemediği,
Enkazın aranması amacıyla bölgeye gönderilen hava araçlarının, sinyal alınamaması nedeniyle tahmini bölgelerde gözle arama yaptıkları, meteorolojik koşulların çok kötü olması ve yüksek rakımlı tepelerde sis ve kar yağışı nedeniyle helikopterlerin buralara girememesi sonucunda herhangi bir netice alınamadığı, havadan arama kurtarma çalışmalarının yapılmasında ilk gün yeterince hızlı tepki verilemediği, muhtemel kaza mahalline en yakın noktalardaki hava araçları yerine daha uzak noktalardaki hava araçlarının görevlendirildiği, ilk anda ...'daki helikopterin gönderilmesi hâlinde saat 17.25 civarında bölgeye ulaşılabileceği ve en azından hava kararmadan 45 dakika kadar arama yapılabileceği, ancak Hava Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezince İncirlik'ten görevlendirme yapılmasının havadan arama çalışmalarını asgari bir saat geciktirdiği ve hava karardığından etkisinin de azaldığı,
Arama kurtarma çalışmalarında eldeki imkânlar etkinlikle kullanılmamış olup eldeki tek bilimsel veri olan TİB'den alınan bilgi ve bu bilgiye dayalı olarak oluşturulan haritaların arama kurtarma çalışmalarında dikkate alınmadığı, bilgi ve haritaların Vali ve İçişleri Bakanı ile paylaşılmadığı, aramaların büyük oranda görgü şahitlerince bildirilen ve doğruluğu yeterince araştırılmayan yanlış alan ve yerlerde yapıldığı, enkazın Karayakup bölgesinde olduğuna ilişkin görgü şahitlerinin beyanları ile diğer görevlilerin ikazlarının da yeterince dikkate alınmadığı ve TİB verileri ile birlikte değerlendirilmesinin yapılmadığı, ... köyünden ...'ın, helikopterin köyleri üzerinden geçip ... köyüne doğru gittiğini söylediği, jandarmanın öğrendiği bu bilgileri Vali, İlçe Kaymakamı ve diğer arama kurtarma ekiplerine iletmediği, bu nedenle diğer ekiplerin Hacıömer köyü ve Tüllücetepe mevkiinde gereksiz aramalar yaptıkları, gönderilen raporlarda, ... bölgesi ile ilgili ilk bilginin 112'yi arayan vatandaşların beyanları üzerine saat 19.00’dan sonra Çardak Karakolu'ndaki Valiye ulaştığı, neticede ... köylülerinin helikopterin kendi üzerlerinden ...'e doğru gittiğini, ... köylülerinin de helikopterin kendi köylerine gelmediğini, Karayakup Tepesi tarafından sesini duyduklarını, az bir süre sonra da sesin kesildiğini beyan ettikleri, bu bilginin cep telefonu sinyalleriyle de birebir çakıştığı, sonuç olarak, cep telefonu sinyallerinin yanında çok sayıda vatandaş ve bu vatandaşların ihbarlarını değerlendiren kamu görevlilerinin, enkazın Karayakup Tepede olduğu yönünde ihbar ve ikazlarda bulundukları, ancak bu ikaz ve ihbarların yeterince dikkate alınmadığı,
Enkazın bulunduğu en muhtemel yer olan Karayakup Tepesinin hiç aranmadığı, cep telefonu sinyallerinden tespit edilen 1 kilometre eninde 15 kilometre boyunda kestirme alana ilişkin kısmi alanların (cep telefonlarının çekmediği alçak irtifalar) bazı ekiplerce arandığı, amatör bir TRAC görevlisinin internet üzerinde muhtemel enkaz yeri diye işaretlediği bölgenin dokuz kez arandığı, Ilıca, Hacıbudak, Kurucaova ile ... mezrasının güney bölgelerinde yüzlerce kilometrekarelik alanın gereksiz yere tarandığı, sonuçta enkazın kendiliğinden aramaya çıkan on yedi vatandaş tarafından bulunduğu, bu esnada, arama kurtarma çalışmalarını planlayan başta ... Jandarma Bölge Komutanı... olmak üzere bazı askeri personelin TİB verilerince belirlenen enkaz bölgesinin aranması konusunda gerekli dikkat ve titizliği göstermediği, Çardak İlçe Jandarma Karakolu'ndaki değerlendirmelerde TİB'den alınan veriler ve haritaların Valiye sunulmadığı, Göksun Kaymakamlığına ulaştırılan vatandaş ihbarı değerlendirilerek saat 22.00 sıralarında ... mevkiine hareket edildiği, ... ve ... köylülerinin beyanlarıyla helikopterin bu iki köy arasındaki kayalık bölgeye düştüğünün kriz merkezi yöneticilerince de öğrenildiği, Göksun İlçe Jandarma Komutanının ... köyüne gittiği, ancak buradan alınan bilgilerin Vali ve kriz merkezine aktarılmadığı, ...-... arasındaki bölgede 22.00-24.00 saatleri arasında bazı aramalar yapıldığı, ancak edinilen veri ile bölgenin telefonların çektiği bir yerde olmasının dikkate alınmadığı, resmi aramaların yol kenarlarında ve telefonların çekmediği arazinin alçak kesimlerinde, enkazın muhtemel yeri, ...-... yolunun batısı iken yolun doğu kısmında gerçekleştirildiği, yüksek kesimlere çıkılmamasında o esnada bölgeye gelen birliklerin yeterli donanıma sahip olmamasının da etkili olduğu, Avea hattına ilişkin elde edilen yeni veriler ile kestirme yapılarak aranacak alanın 15 kilometre boyunda 1 kilometre eninde bir alana indirildiği, bu bilgilerin saat 23.30’da İl Jandarma Komutanlığına iletildiği, buna göre TİB verileri, ... ve ... köylülerinden alınan bilgiler, Tüllücetepe'de baz istasyonunun görüş açısı çerçevesinde helikopter enkazının Karayakup Tepesinde olduğu ve aranacak alanın sadece 1 kilometrekareye indirildiğinin kesin bir şekilde belirlendiği, ... Jandarma Bölge Komutanı... başkanlığında yapılan toplantıda da enkazın bu bölgede olduğu hususunda bir görüş birliğine varıldığı, hâl böyle iken, saat 00.30’da ... bölgesindeki aramaların sonlandırıldığı, gece şartlarında arama yapılamayacağından bahisle birliklerin Kurucaova’ya kaydırıldığı, yapılacak aramalar için eldeki verilere göre bir planlama yapılmadığı, aramaların arazide sorumlu olarak atanan iki komutanın inisiyatifine bırakıldığı, 25.03.2009 tarihinde arama yapan ekiplerden hiç birinin Karayakup bölgesine ulaşamadığı ve bu bölgenin o gün için aranmadığı, Kurucaova bölgesindeki aramaları planlayıp yönlendiren Yarbay ...’nin enkazın Karayakup tarafında olduğunu bilmesine rağmen, ters taraftaki Kurucaova’da birlikleri araziye gönderirken "en kritik yer burası, en muhtemel yer de burası" şeklinde konuşmasının kuşkulu bulunduğu, 26.03.2009 tarihinde bölgeye gelen DAK timinin, helikopterle arazide ulaşılabilen bir bölgeye bırakılarak diğer ekiplerin ulaşamadığı yüksek yerlerde arama yapmasının planlandığı, DAK timinin gerektiğinde arazide kalabilecek donanım ve eğitime sahip olduğu, ancak DAK timinin 26.03.2009 saat 16.20'den itibaren 27.03.2009 günü akşam saat 21.30’a kadar herhangi bir arama yapmadığı ve kendilerine bu yönde bir görevlendirme de yapılmadığı, aynı şekilde 27.03.2009 tarihinde bölgeye getirilen Jandarma Genel Komutanlığı Dağ Timleri ve özel arama kurtarma birlikleri ile ..., Gölbaşı ve Nurdağı komando birliklerinin eldeki bilgi ve verilere rağmen Karayakup bölgesi yerine ... mezrasının güneyinde görevlendirildikleri, netice olarak 27.03.2009 tarihinde... tarafından; TİB verileri ve görgü şahitlerinin beyanlarına göre enkazın bulunduğu en muhtemel yer olan Karayakup bölgesine önce planlama yapılmadığı, enkazın, bilimsel verilerle ve görgü tanıklarının ifadesine göre bir kilometre karelik bir alanda olduğu bilgisine rağmen, bu bilginin İçişleri Bakanı ve Valiye iletilmediği,
Arama kurtarma faaliyetlerine ilişkin olarak hazırlanan ve diğer birimlere gönderilen raporlarda, ihmali ve gecikmeyi saklamak için değişiklikler ve ilaveler yapıldığı, ilk güne ilişkin olayların saatlerinin genel olarak bir saat geri alındığı, raporlarda bir çok tutarsızlıklar bulunduğu, faaliyet sonuç raporunda arama kurtarma faaliyetlerinin büyük bir kısmının birer saat geriye alınarak kaydedildiği, İl Kriz Merkezinin, Valinin talimatı ile saat 15.50'de faaliyete geçirildiğinin belirtildiği, ...'nun TBMM Araştırma Komisyonuna yaptığı açıklamalara göre, Başbakanlık Müsteşarı ...'yı saat 16.30 sıralarında aradığında Valinin kazadan haberinin olmadığının anlaşıldığı, saat 16.18'de 155'i Valilikten arayan Basın Müdürünün helikopterin düştüğü yönünde basın mensuplarınca arandığını ve bir bilgi olup olmadığını sorduğu, buna göre kriz masasının en erken saat 16.30 sıralarında oluşturulmasının mümkün görüldüğü, genel olarak birer saat geri almanın burada yapılmış olması da muhtemel olduğundan kriz merkezinin saat 16.50'de faaliyete geçtiğinin kabulü gerektiği, raporlarda ve tutanaklarda İl Jandarma Komutanının saat 16.25'te, Vali ile İl Emniyet Müdürünün de on dakika kadar sonra Göksun'a hareket ettikleri, ancak İl Jandarma Komutanlığı ceride kayıtlarında İl Jandarma Komutanının saat 17.25'de hareket ettiği bilgisinin yer aldığı, ilk hazırlanan ve valilik dosyaları arasında Kurula gönderilen imzalanmamış ham raporda da bu yönde bilgi bulunduğu, 155 kayıtlarında da İl Emniyet Müdürünün saat 17.32’de çıktığı, saat 17.43’te Valinin evinden çıkmak üzere olduğunun anons edildiği, ayrıca, çeşitli televizyon kanallarının saat 17.30 sırasındaki canlı telefon bağlantılarında Valinin makamından çıkmak üzere olduğunu bildirdikleri, yine 155 kayıtlarında Valinin saat 18.53’te Göksun'a giriş yaptığının anons edildiği, buna göre Valinin saat 17.45, İl Jandarma Komutanının da saat 17.25’te Göksun'a hareket ettiği, ancak bu durumun kayıtlara birer saat geriden geçirildiği, ilk güne ilişkin kayıtlarda sivil savunma ekiplerinin, jandarma ekiplerinin ve Göksun Kaymakamlığının daha bir çok faaliyetinin saatlerinin birer saat geriye alındığı, bu şekilde derhâl olaya el konulduğu izlenimi verilmeye çalışıldığı, jandarma ceridesinin bazı sayfalarının sıralı komutanlarca imzalı, bazı sayfalarının ise imzasız olduğu, 25.03.2009 tarih ve 16.55 saatli kaydında "İlk çalışmalarda (36.9114- 379472) Hacıbudak coğrafi koordinatlarından sinyal alındığı tespit edilmiştir” notunun yer aldığı, söz konusu rakamların TİB tarafından gönderilen ve Avea hatlarından alınan sinyallere göre belirlenen koordinatları gösterdiği, bu koordinatlardan 36.9114 rakamının saat 16.30.33’te, 37.9472 rakamının ise saat 22.30.05'te yapılan taramalar ile elde edildiği, bu durumda ceride kayıtlarının anında yazılmadığı, saat 22.30’dan önce elde edilmesi mümkün olmayan koordinatın saat 16.55’te kaydedildiği, jandarma ceridesinin 25.03.2009 tarihli ve 17.00 saatli kaydında “... 2. ... Komutanlığından helikopter havalanmıştır”, 17.47 saatli kaydında ise “...’dan gelen helikopter Göksun bölgesine yönlendirilmiştir” ibarelerinin yer aldığı, Genelkurmay Başkanlığınca gönderilen bilgilerde helikopterlerin ... Havaalanından saat 18.11 ve 18.34'te kalktıklarının bildirildiği, saat 17.00’de kalkan helikopterin İncirlikten gelen helikopter olduğu, 18.01 saatli kayıtta Çoğulhan Komando Bölüğünden üç timin Göksun'a çıkış yaptığının yazılı olduğu, ancak 156 kayıtlarında çıkış saatinin 18.59 olarak bildirildiği, 26.03.2009 tarihli 12.45 saatli kayıtta “Yarbay ... Sırtı (94-08),... (94-06), Tansır Sırtı (94-03), ... Yaylası (98-03), Eşek Tepe (88-07), ... Köyü (96-09) noktalarında 25-26 Mart günlerinde A/T faaliyeti yapıldığını, havanın sisli ve görüş mesafesinin yer yer 2-3 metreye kadar düştüğü bilgisini vermiştir", 13.05 saatli kayıtta, “... Sivil Savunma ekiplerinin GKK mihmandarlığında 26.03.2009 günü 1. grup-... köyü-Akpınar Yaylası ile 1942 Rakımlı tepe arasında kalan bölgeden ... köyüne, 2. grup-... köyünden 93-07 karesinden tekrar ... köyüne, 3. grup-... köyünden 94-07 karesinden tekrar ... köyüne, 4. grup-... köyünden... bölgesinden yeniden ... köyüne, 5. grup-... köyünden... (94-05) bölgesinden ... köyüne, 25.03.2009 günü gece ise Akpınar Yaylası,..., Tansır Sırtı, Eşektepe Sırtı ve ... Köyü bölgelerinin arandığı faxla bildirilmiştir" ibarelerinin yer aldığı, söz konusu faksın ... Valiliğinden istendiği, gelen yazıda, faksın jandarma tarafından sivil savunma ekiplerine gönderilen görevlendirme teklifi olduğunun bildirildiği, buna göre bir plan yapıldığı, ancak bu planın uygulanmadığı, sonradan “Karayakup Tepesi neden aranmadı” diye sorulacak suallere cevap olmak üzere görevlendirme öneri faksının "Arama yapıldı" şeklinde ceride kayıtlarına sonradan kaydedildiği şüphesini ortaya çıkardığı,
Arama Kurtarma Faaliyetlerindeki Genel Yönetim Zaafiyetine İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler;
“112 görevlilerinin kendilerine ulaşan kaza haberini ve edindikleri her türlü bilgiyi İl Sağlık Müdürlüğü, 155, 156 ve Sağlık Bakanlığı kriz merkezine derhâl bildirirken, Türk Arama Kurtarma Yönetmeliğinin 5. maddesinin (c) bendi uyarınca kazanın derhâl bildirilmesi gereken Denizcilik Müsteşarlığı AAKKM, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Hava AKKM ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü Yardımcı Hava AKKM (Esenboğa-FIC)’ye bildirilmediği, olayın Valiye geç bildirildiği, bu durumun kaza yerinin bir an önce bulunması ve yaralılara müdahale edilmesi ile ilgili faaliyetlerin bir koordinasyon içinde yapılmasını geciktirdiği, kazanın haber verilmesi gereken merkezlerden hiç birisinin öncelik alarak tüm komuta kontrolünü ele almadığı, bilgi ve verilerin bir yerde toplanmadığı ve paylaşılmadığı, bu nedenle kaos ve kargaşa ortamının hasıl olduğu, jandarma ve emniyet birimlerinin kendilerine ulaşan TİB verilerinden elde ettikleri bilgileri başka birimlerle ve kriz merkezleri ile paylaşmadıkları, Denizcilik Müsteşarlığı AAKKM ve İl Jandarma Komutanlığı dışındaki diğer kriz merkezlerinde düzenli bir kayıt sisteminin olmadığı, alınan ve iletilen bilgilerin neler olduğunun sonradan yapılan incelemelerde tespit edilemediği, arama kurtarma faaliyetlerinin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü YAKKM tarafından koordine ve icra edilmesi hükmünün uygulanamadığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü YAKKM'nin sadece bilgi topladığı ve bu topladığı bilgileri başka kurumlara aktardığı, herhangi bir analiz ve değerlendirme ile yönlendirme yapmadığı, Denizcilik Müsteşarlığı AAKKM'nin kazanın haber alınmasından cesetlere ulaşılıp arama kurtarma görevi sona erene kadar konuyla ilgili kurumlar arasında bilgi iletişimini sağladığı, alınan bilgilerin değerlendirilmesine, faaliyetlerinin yönlendirilmesine ve koordinasyonuna yönelik bir çalışmada bulunmadığı, DHM Esenboğa Yardımcı Hava Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezince ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce bir olay yeri koordinatörü atanmadığı, bu görevin Vali, ... Jandarma Bölge Komutanı ve İl Jandarma Komutanınca üstlenildiği, ...'ta bilinen ve beklenen çerçevede bir kriz merkezi oluşturulmadığı, Valilik bünyesinde bir haberleşme masası kurulduğu, arama kurtarma ekiplerini komuta edip yöneten Valinin ve İl Jandarma Komutanının sürekli hareket hâlinde olmalarından bir nevi seyyar bir kriz merkezi ortaya çıktığı, ... Bölge Komutanının gelmesi ile birliklerin sevk ve idaresinin bu Komutanca üstlenildiği,
Meclis Araştırma Komisyon raporunda, bu bağlamdaki yapılan değerlendirmeler ise,
Kazanın ...’in 112'yi araması sonucu resmî makamlar tarafından öğrenildiği, helikopterin düştüğü yerin tespiti ile arama ve kurtarma çalışmalarının eş zamanlı olarak başlatıldığının ilgili kurum kayıtları ile bilgisine başvurulan kişilerin ifadelerinden anlaşıldığı, Valilik bünyesinde bir vali yardımcısı başkanlığında kriz merkezi oluşturulduğu, ardından Vali ile birlikte arama kurtarma çalışmalarında görev yapacak yetkililerin muhtemel kaza yeri olarak tahmin edilen Göksun'a gittikleri, kazaya ilişkin elde edilen bilgi ve bulguların daha iyi değerlendirilip arama ve kurtarma çalışmalarının yerinde komuta ve kontrolünün sağlanması için Göksun'da da kriz merkezi oluşturulduğu, İçişleri Bakanı ...'ın, 26.03.2009 tarihinde saat 02.30 sıralarında Göksun'a ulaşmasıyla birlikte buradaki kriz merkezinin komuta ve kontrolünü devraldığı, kazanın öğrenilmesi ile birlikte Başbakanlık bünyesinde de kriz merkezinin oluşturulduğu ve arama çalışmalarının devamı süresince mevcut kriz merkezlerinin koordinasyon içerisinde çalışmalarını yürüttükleri, helikopterde bulunan ELT cihazının aktif durumda olmasına rağmen anteninin kırılması nedeniyle sinyal gücünün uyduya ulaşmadığı ve bu nedenle ELT cihazıyla kaza yerinin tespit edilemediği, TİB'in kendilerine iletilen telefon numaralarından elde ettiği sinyal bilgilerini saat 16.25 itibarıyla kurumdaki Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı temsilcilerine ilettiği, ayrıca talep edilmesi üzerine aynı bilginin Başbakanlık Kriz Merkezi ve Genelkurmay Başkanlığı ile Ulaştırma Bakanlığına da ulaştırıldığı, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından bu bilgilerin olabilecek en kısa sürede değerlendirilerek oluşturulan haritaların ... İl Jandarma Komutanlığına gönderildiği, neredeyse nokta şeklindeki konum bilgisinin gerek ... gerekse ...’taki jandarma görevlileri tarafından komutanlarına aktarıldığı, fakat her nasılsa bu bilginin değerlendirme dışı tutulduğu gibi Arama Kurtarma Yönetmeliğine aykırı şekilde Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezine gönderilmediği, ... Valiliğince ulaştırılan belgelerin incelenmesi sonucu, TİB ve Jandarma Genel Komutanlığınca kaza günü ve sonrasında üretilen harita ve krokilerin Göksun’da kurulan kriz merkezine ve dolayısıyla arama ve kurtarma ekiplerine ulaştırılmadığının tespit edildiği, bu kapsamda, Emniyet Genel Müdürlüğünün TİB tarafından gönderilen haritalarla ilgili olarak yazdığı yazıda kendilerine iletilen üç haritanın ... İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğüne saat 22.39 sıralarında kurumun kullandığı elektronik ağ aracılığıyla gönderildiğinin ifade edildiği,... ve ...’in beyanlarına göre mezkur belgelerin arama kurtarma faaliyetlerinde bulunanlara önce telefonla daha sonra da Çardak Jandarma Karakoluna faks yoluyla gönderildiği ve söz konusu haritaların da Vali ile paylaşıldığının belirtildiği, ancak ... Valiliği ile yapılan yazışma ve görüşmelerden belirtilen belgelerin iddia edildiğinin aksine Vali ve kriz merkezi ile paylaşılmadığı, arama kurtarma çalışmalarının Hacıömer ve Kurucaova köylerinde yoğunlaştırıldığı, arama ve kurtarma faaliyetleri icra edilirken her bilgi, belge, döküman ve ihbarın sağlıklı olarak değerlendirilmediği, eldeki tek teknik veri olan telefon sinyallerinin ciddi bir analize tabi tutulmadan sahada çalışma yapan ekiplere aktarıldığı, enkazın 26.03.2009 tarihinde gece yarısından itibaren, kazanın meydana geldiği yerle ilgisi bulunmayan ve cep telefonları sinyallerinden faydalanılarak elde edilen alanın dışında bulunan Kurucaova köyü yakınlarında aranmaya başlanması nedeniyle önemli ölçüde zaman kaybına sebebiyet verildiği, Kurucaova yakınlarında başlatılan aramaya esas teşkil eden bilginin yeterli değerlendirme ve analize tabi tutulmayan bir ihbardan kaynaklandığı, kazazedelere ait cep telefonlarından sinyal alınarak arama kurtarma faaliyetlerinin daha dar bir alanda icra edilebilmesi açısından ihtiyaç duyulan mobil baz istasyonunun, hava muhalefetinden dolayı en erken Turkcell tarafından 27.03.2009 tarihinde saat 17.00’de aktif hâle getirildiği, daha sonra sırasıyla Avea ve Vodafone tarafından mobil baz istasyonlarının olay mahalline yakın yerlerde aktif edildiği, baz istasyonlarının aktif hâle getirilmesinden önce helikopterin enkazına ulaşıldığı, kazazedelere ait cep telefonlarından en son 26.03.2009 tarihinde saat 02.30 civarında sinyal alınmasına rağmen, iletişim şirketlerinden mobil baz istasyonu talebinin 26.03.2009 tarihinde saat 07.30’da yapıldığı, cep telefonlarından sinyal alınabildiği süre içerisinde, bahsedilen mobil baz istasyonlarının bölgeye sevk edilerek kurulması durumunda, bölgedeki mevcut baz istasyonları ile kestirme yapılmak suretiyle sinyal alınan alanın oldukça daraltılması sonucu kazazedelerin bulunduğu yere çok daha kısa süre içerisinde ulaşılabileceği, helikopterin dağlık bir bölgede düşmesi ve havanın mevsim şartları itibarıyla yoğun kar yağışı, tipi ve sis altında, görüş mesafesinin düşük olması gibi nedenlerle havadan ve karadan yürütülen arama kurtarma çalışmalarının olumsuz etkilendiği, bölgeye gerek kamuya ait gerekse sivil kişilere ait arazinin zorlu şartlarına uyumlu olmayan araçların geldiği, kazanın öğrenilmesinden itibaren, kaza yeri olarak tahmin edilen bölgeye gerek ...'tan ve gerekse çevre illerden yeterli miktarda arama kurtarma ekibi ile araç, gereç ve ekipman sevk edildiği”
Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının raporundaki tespitlere göre ise,
TİB’den alınan TC-HEK işaretli helikopterin enkazına ve yaralılara ulaşılmasını sağlayacak verilerin yorumlanarak arama ve kurtarma faaliyetlerinde kullanılmak üzere kriz merkezlerine, Vali ve İçişleri Bakanına sunulması hususunda Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ile ... Jandarma Bölge Komutanlığı ve İl Jandarma Komutanlığı personelinin görevini yerine getirmediği iddiası ile enkazın bilimsel verilerle ve görgü tanıklarının ifadesine göre 1 kilometre karelik bir alanda olduğu bilgisine rağmen, bu bilginin İçişleri Bakanı ve İl Valisine iletilmediği; yanlış yerlerin aranması ve/veya yanlış yerlerin aranmasına kayıtsız kalındığı; eldeki imkânların enkazın olması en muhtemel yer için etkin bir şekilde kullanılmadığı ve bu bölge için gerektiği kadar ekip görevlendirilmediği ve aramaların cep telefonu sinyallerinden belirlenen bölgede yapıldığı yönünde yanlış bilgi verildiği iddialarına ilişkin olarak; Devlet Denetleme Kurulu Raporunda yer alan tespitlere aynen iştirak edildiği, ayrıca aynı konu üzerinde araştırma yapan TBMM Komisyonunca da; “Arama kurtarma çalışmalarında eldeki imkanların (Binlerce asker, sivil savunma ekibi, korucu ve diğer vatandaşlar) etkinlikle kullanılmadığı, eldeki tek bilimsel veri olan TİB’den alınan bilgi ve bu bilgiye dayalı olarak oluşturulan haritalar, arama kurtarma çalışmalarında dikkate alınmadığı, helikopter enkazının Karayakup bölgesinde olduğuna ilişkin görgü şahitlerinin beyanları ile diğer görevlilerin ikazlarının da yeterince dikkate alınmadığı ve TİB verileri ile birlikte değerlendirmesinin yapılmadığı” şeklinde yer verilen değerlendirmelerin ihmali açıkça ortaya koyduğu, görevi ihmal ve kötüye kullanma iddialarını da inceleyen ... Cumhuriyet Başsavcılığınca arama kurtarma faaliyetlerini yönlendirdikleri anlaşılan ve bu faaliyetlerin sevk ve idaresinde fiilen görev ifa edip sorumlulukları olduğu değerlendirilen ... Bölge Jandarma Komutanı..., ... İl Jandarma Komutan Yardımcısı ...ve İl Jandarma Asayiş Şube Müdürü ...'in Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/35 nolu soruşturmasına dahil edilmesi gerektiği,
Arama Kurtarma faaliyetlerine ilişkin olarak hazırlanan ve gönderilen raporlarda ve diğer belgelerde, ihmali ve gecikmeyi saklamak için değişiklikler ve ilaveler yapıldığı, ilk güne ilişkin olarak faaliyet saatlerinin genel olarak bir saat geri alındığı iddiası ile ilgili olarak; 155 kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde, saat 15.46'da ... Firmasının arandığı, helikopterin akıbeti hakkında bilgi talep edildiği, bu esnada haber merkezinin İl Emniyet Müdürü tarafından arandığının anlaşıldığı, şirket yetkililerinin pilotun telefon numarasını verdikleri, dolayısıyla olaydan bu vakitlerde haberi olduğu anlaşılan İl Emniyet Müdürünün Valiye olayı yaklaşık 50 dakika haber vermemesinin hayatın doğal akışına aykırı olduğu, 112 kayıtları incelendiğinde UMKE yetkilisinin saat 15.56 itibarıyla Sağlık Bakanlığı Kriz Merkezine kaza bilgisini iletmiş olduğu, bu durum dikkate alındığında, elde edilen bilginin bağlı oldukları Valilik yetkililerine de iletilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, 112, 155 ve 156 kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde, ... tarafından 112’nin aranarak ilk ihbarın yapılmasını müteakip görevliler tarafından gerek üst makamlara bilgi verilmesi, gerekse yer tespiti konusunda ilk bilgilerin değerlendirilmesine başlandığı, dolayısıyla bu mahiyetteki çalışmaların arama kurtarma faaliyetlerine başlandığını gösterdiği, bu bilgi ve tespitler çerçevesinde, Valinin saat 16.30’dan önce olaydan haberdar olduğu, emniyet, jandarma ve il savunma müdürlüğü yetkililerince arama kurtarma çalışmalarına başlanıldığı, dolayısıyla il kriz merkezinin Valinin talimatıyla saat 15.50'de faaliyete geçtiğinin kabul edilmesinin daha doğru bir yaklaşım olacağı,
Raporlarda ve TBMM Araştırma Komisyonu tutanaklarında İl Jandarma Komutanının saat 16.25'te, Vali ile İl Emniyet Müdürünün yaklaşık on dakika kadar sonra Göksun'a hareket ettiğinin belirtildiği, oysa gerçekte Göksun’a hareket saatlerinin 1 saat ileri olduğu iddiası ile ilgili olarak; yapılan incelemeler sonucunda Devlet Denetleme Kurulu raporunda konuyla ilgili ulaşılan tespitlerin genel olarak teyit edildiği, kaza sonrası yürütülen faaliyetler hakkında genel raporun İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı alt raporları ile uyumlu olduğu, bu çerçevede saatlerin bir saat geriye alınarak yazılmasından bu alt raporlarda imzası olan dönemin İl Emniyet Müdürü ve İl Jandarma Komutanının sorumlu oldukları,
İl Jandarma Komutanlığı Ceride Kayıtlarının sonradan yeniden yazıldığı şüphesi doğuran bazı tespitlere ulaşıldığı iddiası ile ilgili olarak; Devlet Denetleme Kurulu raporunda konuyla ilgili ulaşılan tespitlere iştirak edildiği, İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Ceride Defterine ek olarak ... Jandarma Bölge Komutanlığı Asayiş Ceride Defteri üzerinde yapılan incelemelerde de, 25.03.2009 tarihine ait iki ayrı kaydın bulunduğu, 150. sayfada bulunan kayıtların 151. sayfaya tekrar aktarıldığı, 150. sayfada bulunan helikopterin düştüğü bilgisinin yer aldığı 4 numaralı kaydın saatinin 16.45 olarak gösterildiği, aynı kaydın 151. sayfaya 4. sırada kaydedildiği, ancak bu sefer helikopterin düştüğü bilgisinin saat 15.45 olarak ceride kayıtlarına yazıldığı, ayrıca 150. sayfada olmayan dört yeni kaydın 151. sayfaya yazıldığının görüldüğü, bu tespitlerin ceride kayıtlarının sonradan yazıldığı iddiasını güçlendirir nitelikte olduğu, arama kurtarma faaliyetlerine ilişkin olarak hazırlanan ve gönderilen raporlarda, Vali, İl Emniyet Müdürü ve İl Jandarma Komutanının Göksun’a hareket saatlerinin bir saat geri alınarak yazılması ile özellikle olaya nasıl ve ne şekilde müdahale edildiğinin ve eldeki verilerin ne şekilde değerlendirildiğinin tespitine yönelik önemli bilgiler ihtiva ettiği değerlendirilen İl Jandarma Komutanlığı ceride kayıtlarının değiştirilerek yeniden yazılmasının olaya müdahalede ihmal ve gecikme olduğu iddiasına yönelik şüpheleri arttırdığı, bu hususun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2012/35 nolu hazırlık soruşturması kapsamında görevi ihmal iddiası ile birlikte değerlendirilmesinin uygun olacağı,
Acil Durum Yönetimince düzenlenen rapora göre;
25.03.2009 tarihinde ... Yaylasından Domalak Mevkiine doğru harekete geçildiği, görüş şartlarının düşük olması, bölgeyi gösteren 1/25000'lik haritaların bulunmaması, enkazın görünmeden atlanabileceği ve müteakip aramalarda bölgenin aranmış kabul edilebileceği değerlendirilerek Vali ve İl Jandarma Komutanına bilgi verilerek dönüş yapıldığı, saat 23.50'de helikopteri en son gören kişiden helikopterin manevra yapmadan uçması hâlinde ... köyünden 340 derecede uzaklaştığı bilgisinin alındığı, Kurucaova bölgesinden sinyal alındığının öğrenilmesi üzerine tüm aramaların bu bölgeye yönlendirilmesinin kararlaştırıldığı, ancak bilgilerin değerlendirilmesi neticesinde ... bölgesinde arama yapılmak istendiği belirtilip, ekibin ikiye bölünerek arama faaliyetine başlandığı, kötü hava koşulları ve havanın kararması nedenleriyle arama çalışmalarına ara verilip dönüşe geçildiği, 27.03.2009 tarihinde bölge komutanı...'nın ADY'nin teklif ettiği bölgede arama çalışmalarına devam edileceğini belirtmesi üzerine arama kurtarma ekiplerinin saat 08.30'da ... köyüne gittikleri, enkazın ilk gün ADY tarafından tahmin edilen bölgede köylülerce bulunduğu, ilk gün hızlı hareket edilmesi durumunda enkaza 3-4 saat içerisinde ulaşılabileceğinin anlaşıldığı,
Orman Bölge Müdürlüğü Raporuna Göre;
25.03.2009 tarihinde Göksun Kaymakamlığı tarafından bildirilen Hacıömer köyü civarında arama yapıldığı, arama yapılacak ikinci mevki olarak Kınıkkoz köyü civarının bildirildiği, saat 02.30'da Kınıkkoz köyü civarındaki arama faaliyetlerinin bitirildiği, aynı saatlerde memleket haritaları getirtilip durum değerlendirilmesinin yapıldığı, 26.03.2009 tarihinde arama kurtarma çalışmaları için dokuz ekip oluşturulduğu, üç ekibin Keş Dağını Karayakup Dağına, üç ekibin ... k&ou