4. Hukuk Dairesi

4. Hukuk Dairesi 2019/254 E. , 2019/3647 K.

4. Hukuk Dairesi         2019/254 E.  ,  2019/3647 K.

  •  


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 22/10/2018 gün ve 2016/15702-2018/6373 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 

Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davalı şirket yönünden kabulüne karar verilmiş; hüküm, Dairemizin 22/10/2018 gün ve 2016/15702 esas, 2018/6373 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili; davalı şirkete ait ...Televizyonunda 20/01/2016 tarihinde müvekkili hakkında “Adliyede Aşk Üçgeni Böyle Bitti” başlıklı bir haber yayınlandığını, habere konu olayın 2008 yılında yaşandığını, davalı şirketin haber kanalında 5 yıl önce de haber yapıldığını ve arşiv kayıtlarında bulunduğunu, sırf müvekkilini küçük düşürüp yıpratmak, yine müvekkili üzerinden yargıyı yıpratmak amacı güdülerek yeni bir habermiş gibi yayınlanmasının hukuka aykırı olduğunu, haberin güncel olmadığını, yayınlanmasında kamu yararı bulunmadığını belirterek uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir. 
Davalılar vekili; davacının adı soyadı belirtilmeden yayınlanan haberde matufiyet unsurunun bulunmadığını, haberin gerçek olup önemli güncel gelişmeler yaşanması sebebiyle kamu yararı gözetilerek yorumsuz ve objektif olarak yayınlandığını, davacının haberde geçen olay nedeniyle yer değiştirme cezasıyla cezalandırılmasına karşın, haberde verilen olaya karışan zabıt kâtibinin devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırıldığını, zabıt kâtibinin işlemin iptali için açmış olduğu davada Danıştay 16. Dairesinin 21/04/2015 tarihinde işlemin hukuka uygun olduğu yönünde karar verdiğini, olayın yeniden gündeme gelerek haber yapılmasının sebebinin Danıştay tarafından verilen bu karar olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini gerektiğini savunmuştur. 
Mahkemece, yayında matufiyet unsurunun bulunduğu, zabıt kâtibinin açtığı davanın sonuçlanmasının haber tarihi itibariyle güncel olmayan ve 2008 yılında yaşanan olayın yeni yaşanmış gibi haber yapılmasını gerektirmeyeceği, ayrıca davacı açısından olayda güncel bir gelişme bulunmadığı, yayının güncel olmaması nedeniyle hukuka uygun kabul edilmediği, davacının kişilik haklarını zedelediği gerekçesiyle davanın davalı şirket yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. 
Kararın davalı şirket vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce; dosyada bulunan Danıştay 16. Dairesinin 21/04/2015 gün ve 2015/9697 esas, 2015/1941 karar sayılı ilamıyla, davacı zabıt kâtibi tarafından devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca verilen 07/04/2010 tarihli kararın iptali istemiyle açmış olduğu davada, davaya konu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığına karar verildiği, davalı yayın kuruluşu tarafından, suça karışan zabıt kâtibi hakkında Danıştayın vermiş olduğu karar nedeniyle yeniden gündeme gelen davaya konu yayının yapıldığı ve davacıyı doğrudan ilgilendiren olayda yaşanan yeni gelişmelerin haberi güncel hâle getirdiği ve görünür gerçeklik olgusunun gerçekleştiği, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ve bu gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Somut olayda, her ne kadar az yukarıda açıklanan gerekçe ile ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş ve bu kere yapılan incelemede, dava konusu haberin Danıştay 16. Dairesinin 21/04/2015 gün ve 2015/9697 esas, 2015/1941 karar sayılı ilamına istinaden yapıldığı savunulmuş ve kabul edilmişse de; haber içeriğinde söz konusu Danıştay kararından bahsedilmeden, yeni bir olaymış gibi arşivdeki haberin aynen tekrar yayınlandığı, haberde davacının adı belirtilmese de Sürmene adliyesinde görev yaptığı, olaydan sonra Ağrı'ya gönderildiği hususunun belirtildiği, dosya kapsamında bulunan ve davacı ile dava dışı zabıt katibi ve hâkim hakkında yapılan ceza dosyasında beyanları bulunan dava dışı zabıt katibinin eşinin dinlenmesine dair hayali bir soruşturma numarasıyla müzekkereleri düzenleyerek diğer evrakların içine koyarak içeriğinden haberdar olmayan davacı savcıya imzalattığına dair beyanları ve bu eylemi nedeniyle Adalet Bakanlığı Yüksek disiplin kurulunca dava dışı zabıt katibi hakkında devlet memurluğundan çıkarma kararı verildiği, zabıt katibi tarafından memuriyetten çıkarılma cezasının iptali istemiyle açılan davada işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı yönünde verilen kararın Danıştay tarafından onarak kesinleştiği tüm bu gelişmeler neticesinde mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve onanması gerektiği halde bozulduğu anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, 22/10/2018 gün ve 2016/15702 esas, 2018/6373 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 
SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442. maddeleri gereğince davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22/10/2018 gün ve 2016/15702 esas, 2018/6373 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına; yukarıda gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararının ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı şirkete yükletilmesine, davacıdan peşin alınan tashihi karar harcının da istek halinde geri verilmesine 27/06/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi. 

KARŞI OY YAZISI

Dairemizin 22/10/2018 tarihli bozma ilamında gösterilen nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddi gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.27/06/2019