21. Hukuk Dairesi

21. Hukuk Dairesi 2019/4276 E. , 2020/569 K.

21. Hukuk Dairesi 2019/4276 E. , 2020/569 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi K A R A R A)Davacı İstemi; Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde özet olarak; iş kazası neticesinde sürekli iş görmezliği bulunan sigortalı lehine maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. B)Davalı Cevabı; Davalı vekili cevap dilekçesi ve akabinde özet olarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi; İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; 20.331,54 TL maddi tazminat ve 22.400,00 TL manevi tazminatın (29/05/2015) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir. D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi; ... Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi'nce, davacı ile davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK. 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. E) 1-Davacının Özetle Temyiz Nedenleri; • Usule aykırılık sebebiyle ortadan kaldırılan karar sonrası esas ile ilgili içerik değişikliğinin yapılamayacağını, • BAM kararı öncesinde 49954,48 TL’ye hükmedilmesine rağmen akabinde 20331,54 TL’ye hükmedildiği, yeni rapor alınmadan esasa dair işlem yapılmadan hükmün aleyhlerine azaltılmasının mümkün olmadığını, • Müvekkilinin ücretinin hesaplamalarda hatalı belirlendiği, asgari ücretin esas alınmasının hatalı olduğu, emsal ücret araştırması yapılması gerektiği, davacının ağır iş makinesi şoförü olduğu, 1870 TL net geliri olup fazla mesailerle birlikte 2200 TL’yi aştığını, • Müvekkiline atfedilen kusur oranının fazla belirlendiği, damperli kamyonun hareket halinde olmadığı, yük boşalttığı esnada milinin kopması sonucu kazanın yaşandığı, bu aşamada davacının emniyet kemeri takması gerekmediğini, • Hesap raporunda belirtilen şekilde zararlarının 63134,59 TL olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir. 2-Davalının Özetle Temyiz Nedenleri; • Kusur raporunun hatalı olduğu, davacının olayda kusurlu olduğunu, •Kusur konusunda yeterli araştırma yapılmadığı, kazanın araçtan kaynaklanmadığını, • Hesap raporunda davacının aktif ve pasif dönemlerinin hatalı belirlendiğini, • Müvekkili şirketin tüm önlemleri aldığı, illiyet bağı kesildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir. F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Dava, sigortalıda 29/05/2015 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik oluşması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 20.331,54 TL maddi tazminat ve 22.400,00 TL manevi tazminatın (29/05/2015) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin ise reddine karar verildiği; davacı ve davalının istinaf başvuruları üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesince verilen karar ile başvuruların esastan reddine hükmedildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; 29/05/2015 tarihli iş kazasına ilişkin düzenlenen SGK Tahkikat raporunda işverenin olayda % 100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği; 16.06.2016 tarihli heyet bilirkişi raporunda ise işveren şirketin % 70 ve işçinin % 30 oranında kusurlu olduklarının ifade edildiği, Mahkemece heyet raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. İş kazalarında olay, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik İlkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş akdinden doğan işçiyi gözetme (koruma) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur. İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, iş yerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin iş yerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı ilamı da aynı yöndedir.) Bu açıklamalar doğrultusunda şüphesiz ki tarafların kusur durumu irdelenirken konusunda ehil bilirkişilere olayı inceletmek kadar olaya neden olan tüm saiklerin bir bütün olarak ele alındığı, bu kapsamda taraflarca ortaya konulan iddia ve savunmalar ile tüm delillerin titizlikle değerlendirildiği ayrıca aynı olaya ilişkin alınan raporlar arasında ihtilaf var ise bu ihtilafların giderildiği bir kusur raporunun hükme esas alınması gerektiği izahtan varestedir. Somut olaya geldiğimizde; dosyada alınan SGK Tahkikat raporu ile 16.06.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporu arasındaki çelişki giderilmeden, tarafların kusur tespitine dair itirazları dikkate alınmadan ve yeterli inceleme yapılmaksızın neticeye varılması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; dosyada alınan SGK Tahkikat raporu ile 16.06.2015 tarihli bilirkişi heyet raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi noktasında, İş Kanunu'nun 77.maddesi kapsamında tarafların iş güvenliği konusunda sorumluluklarının tespiti açısından dosyanın alanında uzman iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine incelettirilerek, tarafların kusur konusundaki itirazları irdelenmek sureti ile kusur ve sorumluluklarını duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlemek, akabinde de belirlenecek kusur oranları doğrultusunda yeni bir hesap raporu almak ve fakat ilama konu hükme esas teşkil eden rapordaki doneler dikkate alınarak, işlemiş dönem ileri çekilmeksizin ve taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklara riayet edilerek rapor neticesine göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, bu aşamada temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine 06/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.