17. Hukuk Dairesi

Yargıtay17. Hukuk Dairesi 2016/14510 E. , 2018/1298 K.

17. Hukuk Dairesi         2016/14510 E.  ,  2018/1298 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 14/06/2015 tarihinde davalının zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın karışmış olduğu çift taraflı trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili; 27/04/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere talebini 290.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili; davalı ... şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle araç sürücülerinin kusur oranlarının, davacı yolcunun müterafik kusurunun ve maluliyet oranının da belirlendikten sonra tazminatın belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 290.000,00 TL'nin poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maluliyet oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (2 nolu bent hariç) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.Davacı taraf, trafik kazası sonucu sürekli maluliyete uğradığını ileri sürerek sürekli işgöremezlik tazminatı talep etmiş, buna göre de aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan 19.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda TRH 2010 Yılı Yaşam Tablosu dikkate alınarak davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenerek hesaplama yapılmış olup mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.
Dava dosyasında destekten yoksun kalma zararına ilişkin hesaplamalarda poliçe tarihi dikkate alındığında, Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre malul kalanın muhtemel yaşam süreleri belirlenirken...(PMF) yaşam tablosu esas alınmalıdır. Bu bakımdan 01.06.2015 tarihinden sonra yapılan poliçeler için geçerli olan TRH sistemine göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir. 
Mahkemece, bu hususta bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetli değildir.
3-Davalı vekili tarafından yargılama aşamasında yaralanan davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı TBK.’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, soruşturma ve ceza dosyası getirtilerek bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmekte olup davalının savunmasına itibar edilmeyerek ve karar yerinde tartışılmayarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.