1. Hukuk Dairesi

1. Hukuk Dairesi 2019/1278 E. , 2019/4324 K.

1. Hukuk Dairesi         2019/1278 E.  ,  2019/4324 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar ile temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılmasına ilişkin ek karar ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 
Davacılar, 153, 174 ve 250 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanları...'den irsen mirasçılarına intikal ettiğini ancak kendilerinin de mirasbırakan ...’nın mirasçıları olmalarına rağmen dava konusu taşınmazların diğer mirasçılar adına tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamışlardır. 
Mahkemece, toplulaştırma işlemi sonucu eski 174 parselden oluşan 102 ada 1 ve 2 parseller yönünden iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davacı ... yönünden ise dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir. 
Her ne kadar; eksik temyiz harcının tamamlanması için dosya geri çevrilmiş ve mahkemece eksik temyiz harcı tamamlanmadığından 19.10.2018 tarihli ek karar ile davalı ...’ın temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş ise de kararı temyiz eden ...’ın çekişmeli 102 ada 2 parseldeki payına isabet eden ve keşfen saptanan dava değeri üzerinden temyiz harcını yatırdığı anlaşıldığından yerinde olmayan 19.10.2018 tarihli ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; hükme esas alınan ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1985/19 esas sayılı veraset ilamına göre mirasbırakan...’nin 1959 yılında öldüğü, geride eşi ... ve 1965 yılında ölen oğlu ...’ten olma torunları davacılar ... ...’ye aitken ölümü ile taşınmazın çocukları ... ve ... 1/5'er paylı olarak 17.12.1977 tarihinde kadastro ile tespit edildiği, dava dışı kişilerce yapılan itiraz üzerine ... Kadastro Mahkemesinin 1979/727 Esas, 1999/13 Karar sayılı kararı ile tespit gibi tescile karar verildiği, bu kararın onanarak 14.3.2001 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın hükmen bu kişiler adına tescil edildiği, daha sonra yapılan tashih işlemi ile Tahir'in ..., ...’ın da ...olarak tapu kaydında düzeltildiği, ...’in 1/5 payının 06.11.2009 tarihinde satış ve pay tevhidi işlemleri ile davalı ...’ye devredildiği, ... ve Hediye adına kayıtlı 1/5’er payın mirasçılarına irsen intikal etttiği, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1985/19 Esas sayılı veraset ilamında adı geçmeyen ancak kadastro tespit tutanağında mirasbırakan ...’nın mirasçısı olarak yer alan ... ...’nin adının da ... olarak tapu kaydında tashih edildiği, toplulaştırma işlemi sonucunda 174 parselin 102 ada 1 ve 102 ada 2 parsellere gittiği ve 102 ada 1 parselin davalı ..., 102 ada 2 parselin de diğer mirasçılar adına tescil edildiği, kararı temyiz eden ...’ın ...’nin mirasçısı olduğu ve 102 ada 2 parselde 6293/100944 payının bulunduğu, 153 parselin 3/12 pay ile senetsizden...’ye aitken...’nin bu payı haricen ... ile ...ve ...’ye devrettiği anlaşıldığından 3/12 payın eşit paylarla bu kişiler adına kadastro ile tespit edildiği, dava dışı kişilerce tespite itiraz edilmesi üzerine 1/12 şer payın ...ve .... 14.10.1983 tarihinde Tapulama Mahkemesi kararı ile tescil edildiği, daha sonra Tahir ve ... isimlerinin 21.05.2004 tarihinde tashihen ... ve ... olarak düzeltildiği, diğer 1/12 payın halen ... adına kayıtlı olduğu, 250 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağının eksik gönderildiği, hükmen tescil ilamının ise gönderilmediği, dosyada mübrez tapu kütük sayfasına göre bir kısım mirasçılar adına 26.12.2005 tarih 2699 yevmiye nolu işlem ile hükmen pay tescil edildiği, toplulaştırma işlemi ile dava konusu 153 parselin 118 ada 4, 250 parselin 122 ada 6, 122 ada 14, 122 ada 2 parsellere gittiği, davacının dava konusu taşınmazlar mirasbırakanı ...’ya ait olmasına rağmen kendilerine miras payı verilmediği iddiası ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. 
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir. 
Kaldı ki; Yargıtay, kanuna açıkça aykırılık hallerinde ve kamu düzenine ilişkin durumlarda tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olmadan temyiz incelemesi yaparak kararı bozabilir (HUMK 439 m.). 
Somut olaya gelince, davacı ... 153, 174 ve 250 parsel sayılı taşınmazları dava konusu etmiş ancak mahkemece 153 ve 250 parseller yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. 
Hal böyle olunca, kararı temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle eski 153 ve 250 parseller (yeni 118 ada 4, 122 ada 6, 122 ada 14 ve 122 ada 2 parseller) yönünden HMK’nın 297/2 maddesi uyarınca olumlu ya da olmusuz bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı ...’ın değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ve resen yapılan inceleme ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların inclenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.